İNTERNET HABER

Buyrun düelloya !


24 Eylül 2008

 

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, CHP Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'düello' çağrısını kabul etmiş.

Fırat ve Kılıçdaroğlu, 25 Eylül perşembe günü yani yarın 14:30'da Meclis'te bir araya gelecek. Oturumu Kemal Kılıçdaroğlu'nun istediği gibi Uğur Dündar yönetecek. İsteyen tüm TV kanalları meclisten canlı yayın yapabilecek.

Bizlerde ağzımızın suyu aka aka seyredeceğiz. Sayın Dengir Mir Mehmet Fırat bol bol küfürler edecek, Kılıçdaroğlu elinde belgelerle kibarlığını bozmamaya çalışacak, hatta belki de düello da olduğunu hatırlayarak o da kılıcını çekerek kan akıtmaya çalışacak.

İşte Türkiye"nin , Türkiye Cumhuriyeti Meclisi"nin geldiği nokta bu…

Ekonomik kriz almış başını girmiş.Çiftçi,esnaf ,sanayici, parasızlıktan,işsizlikten kan ağlıyor kimin umrunda.

Fırat gazetecilerin , ''Halk siyasilerin bu üslubunu hak ediyor mu?'' şeklindeki sorusuna şu yanıtı vermişi:
''Hayır. Halk, bunu hak etmiyor. İftiralar üzerine ne siyaset ne de medya yürür. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Tabii ki tenkit edilecektir, tabii ki biz siyasetçiyiz ve ışıkların altındayız. Her an eleştirilebilir ama sınırı var. Hakaret içermeyecek, iftira olmayacak. Eğer bir suç unsuru varsa da delil sunmak lazım. Yoksa bunun adı 'müfteri' olur. Öyleyse Türk siyaseti ve Türk medyası mutlak suretle bundan kurtulmak zorundadır.
Doğrudur, medya güçlüdür. Medyanın attığı çamur üstünüzde mutlaka iz bırakır. Çünkü insanların çoğu manşeti okur, arkasını okumaz.''

 

ÇİFTÇİ YALAN SÖYLEMEZ !

Şimdi gelelim sadece manşetin değil arkasının da okunduğu Bülent Arınç"ın  Manisa'da bir çiftçi ile kapıştığı diyaloğa…

 Süleyman Aksu isimli bu çiftçi, “Yüzümüz gülmüyor Başkanım” diyerek sitemde bulunma gafletinde bulunur. Bunun üzerine Arınç ikili arasında şu diyalog yaşanır;

-Bülent Arınç: “Neden hayırdır inşallah, kalk ayağa söyle bakayım”
-Çiftçi Aksu, “Çiftçi mağdur, haline bakın, piyasanın haline bakın. Bir Ak Partili olarak teessüf ediyorum.”
-Bülent Arınç; “Teesüf ediyorsun, isminiz ne, neredensiniz?”
-Çiftçi Aksu; “Musulcalı Köyü'ndenim”
-Bülent Arınç; “Bittimi sözünüz?”
-Çiftçi Aksu; “Bitmedi. Borcumuzu ödeyemez duruma geldik Başkanım. Evet sözüm bitti.”
-Bülent Arınç; “Geçen sene üzümden, üzüm fiyatlarından şikayetçi miydiniz Süleyman Bey? Seni memnun etmek mümkün değil, sözlerinizden belli.”
-Çiftçi Aksu; “Bir AK Partili olarak ben sizden bir çare bekliyorum”

-“Anladım otur. Bakın bunlar doğru olan şeyler değil. Geçen yıl 3 YTL'ye kadar üzüm satıldı. Onun da elinde kalmamış çok fazla kazanamamış. 1.5 YTL'den başlayan üzüm 3.5 YTL'ye kadar gitti. Ben tek bir misal vermek için bunu sordum. Geçen sene hiç kimse kalkıp bize böyle ne hesap sordu ne de Allah muhafaza teşekkür etti. Ben size gerçeği söylüyorum, bu sene hükümet olarak ne yapacağımıza gelmedik. Ama siz daha lafın başında "öldük bittik" derseniz, ben sizin Ak Partililiğinizden şüphe ederim."

Yedi Senedir tek başına iktidar olan bir parti halkın yüzde 50'sinin oyunu alan bir parti, çiftçiyi öldüren bir parti değildir. Yalan söylüyorsunuz. Bu kadar utanmazlık olur mu? Bu nasıl saçma bir şey. Ne demek öldük bittik.”

İşte sevgili okuyucular AKP "ye ,yüzde elli oy alan bir partinin mensuplarına dil uzatanların hazin sonu…

Ya daha fazla oy alsalardı, ya alırlarsa….?

Olacakları, halkın halini düşünmek bile istemiyorum….