Kırım Kongo ateşli hastalığı son yıllarda daha sıkça duyulmaya başlayan, bahar-yaz dönemlerinde artış gösteren ve ağırlıklı olarak keneler aracılığıyla bulaşan virütik bir hastalıktır. İlk olarak 1944 yılında Kırım"da, sonra 1956 yılında Kongo"da tanımlanmış ve sonra aynı hastalık olduğu anlaşılmıştır.
Keneler, kan emerek beslendikleri için hemen tüm yabani ve evcil hayvanların (inek, koyun, köpek, kemiriciler, yerde beslenen kuşlar vb.) üzerinde bulunabilir ve bu hayvanlardan insana geçebilirler. Ayrıca, çalılık ve yeşil, yüksek otlu alanlarda bulunan keneler, beslenmek için doğrudan insanlara da geçip ısırabilirler. Bu nedenle daha çok kırsal bölgelerde ve hayvancılıkla uğraşan kişilerde görülmekle birlikte kentsel alanlardaki uygun ortamlarda da bulunabilirler.
Yani bizim evin bahçesinde!
Nasıl mı?
Yürüyen dört ayaklı hayvanların üzerinde.
Olay bahçemize tanrı misafiri olarak gelmiş olan hamile bir kediyi himayemize almamızla başladı.
Sevgili hamile kedimiz ,yani namı değer Zilli bir süre sonra iki adet birbirinden şirin yavrusu ile üç kişilik bir aile oldu.Bu arada bizim hamile kedimiz sarışın , kedi yavruları ise birer tekir. Bahçemizde yaşayan kedinin adının neden Zilli olduğunu bu durumda açıklamama sanırım gerek kalmadı.
Şimdi gelelim kene meselesine...
Hafta sonu bahçede otururken salına salına gelen Zilli"yi gören arkadaşım kulağında kene var.Bacaklarını görüyorum diyerek bağırmaya başladı.
Fakat kedi ailesine inanılmaz düşkün olan sevgili eşim, Zilli'yi kulağından tuttuğu gibi kucağına oturtup kene değil,kulağı kabuk tutmuş dedi ve ortalık yatıştı.
Ama tabi ki beni kandıramadı...
Bahçemizde keneli bir kedi var.
İlgili makamlara duyurulur.
Artık Kırım Kongo ateşli hastalığına mı tutulurum, ne olurum bilmiyorum ...
Ama eşimin keneyi saklaması ardından da sinsice gülmesi pek iyiye işaret olmasa gerek...