SEVGİLİ okuyucular kim ne derse desin, Çeşme benim için bir başka güzeldir. Şimdi yine İzmirli kanın kabardı diyeceksiniz...
Foça, Kuşadası, Marmaris, Bodrum hepsi de İzmir’e son derece yakın yazlık yerleşim yerleridir. Ama Çeşme denince benim için akan sular durur. Yaklaşık 25 senedir yaz aylarımı Çeşme’de geçiriyorum.
Yani çeyrek asırdır...
Geçtiğimiz yıldan beri buna kış mevsimini de dahil ettik. Kışın hafta sonlarını Çeşme’de geçirmeye başladık. Sonuçta İzmir yavaş yavaş Güzelbahçe, Seferihisar, Urla derken, Çeşme ‘ye doğru kaymaya başladı. Eskiden havalar ısınana kadar sımsıkı kapalı duran Çeşme evleri artık kışları da açılmaya başladı. Geçen kış sadece bir gün İzmir’e kar yağmıştı. İşte o gün bizler Çeşme’de şöminenin önünde kahvaltımızı yaparken yağan karla denizin bir araya gelen manzarasını izlemiş, bir kez daha Çeşme’ye hayran olmuştuk. ( Görmemişin şehrine kar yağmış misali)
Önümüzdeki yerel seçimlerde oyumuzu Çeşme’de kullanabilmek için adres değişikliğimizi bile yaptık. Yani artık Çeşme’de sadece yazlıkçı değil, kışlıkçı da olduk.
Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu bu dönem yine CHP’den Çeşme Belediye Başkanlığına aday. Çeşme ve Faik Tütüncüoğlu sanki bütünleşmiş. Faik Bey bu dönemde de başkanlığı kazandığı takdirde 4. dönem Çeşme Belediye Başkanı olarak göreve devam edecek.
Kazanamaması zaten söz konusu değil... Çeşme esnafı ile artık kanka olduğumdan dolayı sürekli sohbet ediyorum. Başkan Faik Tütüncüoğlu’ndan hemen hemen hepsi son derece memnunlar.
Arada şikayet edenler yok mu? Tabi ki var...
Fakat şikayet nedenleri çok ilginç.
Tütüncüoğlu fazla düzgün bir insanmış.
Belediyenin parası çokmuş harcamıyormuş.
Efendim birileri bir yerler almışlar, Sayın Tütüncüoğlu da her ne yapılmak isteniyorsa kesinlikle izin vermiyormuş. Halbuki yasak olsa da ne olurmuş görmemezlikten gelseymiş...
Yani Çeşme’de Faik Tütüncüoğlu başkanlık yarışını kaybederse bilin ki fazla düzgün bir insan olduğundan kaybeder.
Tatil boyunca hemen hemen her gün Çeşme Belediye binasının önünden geçtim. Sayın Tütüncüoğlu’nun makam arabası her gün kapıda duruyordu. Bir keresinde belediye binasından içeriye girip Başkan’ın yerinde olup olmadığını sordum, “Yok “dediler.
Yıllardır Faik Bey’i bir kez olsun ne özel günlerde ne de mesai saatleri dışında makam arabasında gördüm. Kendi kullandığı özel aracı ile ziyaretlerini gerçekleştirir, ailesini ise asla makam aracına bindirmez.
Yani anlayacağınız Tütüncüoğlu bu devir ve bazıları için gereğinden fazla “adam gibi adam”
Türkiye daha çok Ahmet Necdet Sezer ve Tütüncüoğlu gibileri arar...
Bizim Recep İvedikler
ESNAF ile bayramlaşırken rastladığım Sayın Tütüncüoğlu’na Çeşme’nin bayramdaki durumunu değerlendirmesini rica ettiğimde, Tütüncüoğlu ilçenin iç turizmde bir marka olduğunu, bayram tatilini geçirmek için yerli turistlerin Çeşme’yi tercih ettiğini belirtti. Tütüncüoğlu ayrıca ‘’Çeşme’de bayramlar çok iyi geçiyor, çünkü Çeşme iç turizme çalışıyor. Oteller yüzde 60-70 oranında dolmuş vaziyette. Bayramı yüzde 100 dolulukla geçireceğimize inanıyorum’’ demişti.
Başkan Tütüncüoğlu’nu haklı çıkarırcasına Çeşme Sheraton neredeyse yüzde yüz doluydu.
Doluluk oranından dolayı duyduğum mutlulukla sabah lobiye girdiğimde gördüğüm manzara tam Recep İvedik filmine konu olabilecek bir sahneydi. Üç çocuklu bir aile babasına kahvaltı sonrası rehavet gelmiş olacak ki, üzerinde eşofmanı, ayağında siyah çorapları ile Sheraton’un son derece şık koltuklarına uzanmış ayaklarını gere gere yatmakta ve çocuklarına bir şeyler anlatmaktaydı.
Çok değil birkaç koltuk ilerisinde yine benzer manzara vardı. Ama tek bir fakla. Bu sefer çoraplar beyazdı, ve amca gazete okuyordu.
Uzun bir süre otel görevlisinin gelip kendilerini uyarmasını bekledim. Ama nafile... Kimse gelmedi.
İşte kendi kendimizi böyle baltalıyoruz...
