CHP Milletvekili Şükrü Elekdağ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün annesinden özür dilemiş . CNN TÜRK'te yayınlanan "Tarafsız Bölge" programına katılan Elekdağ, canlı yayında Gül'ün annesinin Canan Arıtman'ın sözlerinden rahatsız olabileceğini düşündüğünü belirtmiş ve "Ben birisinden özür dilemek istiyorum. Bu bir annedir. Cumhurbaşkanı Gül'ün annesidir. O, arka planda bu tartışmalardan üzgün olduğunu biliyorum. Bütün bu tartışmalar beni rahatsız etti ve ben kendisinden özür diliyorum" açıklamasında bulunmuş.
Tabi herkes kendi adına özür dileyebilir.
Bence bu konu gereksiz boyutlara ulaştı.
CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, "Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün annesinin Ermeni kökenli" olduğu iddiasıyla gündeme geldi ve kendisinin "Türk ve Müslüman" bir secereden geldiğini açıklayarak bir an da Türkiye’nin gündemine oturdu.
Bu olay bu kadar büyümeli miydi?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “ Ermenilerden özür dilemiyoruz, ya da neden dileyelim? “ deseydi , ne olurdu?
Bildiğiniz gibi bir süre önce bir grup aydın, 1915 yılında Ermeniler' in yaşadığı "Büyük felaket" ile ilgili özür kampanyası başlattı.
Bu aydınlar 94 yıl önceye dönüp özür dilemeyi vicdani bir sorumluluk görürlerken, vicdanları 94 yıl boyunca neredeydi, şeklinde düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.
Bugüne kadar acaba hangi olayda bu kadar büyük bir “özür kampanyası” düzenlemiştik ? diye kendi kendime düşündüm ve cevabını bulamadım.
Örneğin ; Komşu ülke Irak’ta sivillerin üzerine bomba yağarken, bu saldırılar için Türk hava sahamızı açtığımız , bu işgale destek verdiğimiz ,A.B.D’nin yanında olduğumuz için Irak’tan da özür dilemeli miyiz?
Yoksa aradan 94 yıl geçince mi , bazı aydınlarımız yine “ aa… hadi özür dileyelim “ diyerek ortalığı karıştıracaklar ?
Konu nerelerden nerelere taşındı?
Cumhurbaşkanı Gül'ün annesi için 'Ermeni kökenli' iddiasıyla birçok kesimden tepki çeken CHP'li Canan Arıtman,geçtiğimiz günlerde aykırı bir çıkış daha yaptı. Osmanlı döneminden kalma nüfus kağıtlarına güvenilmeyeceğini ima etti ve , "Günümüzde soyağacı ancak DNA testleri ile geçerlik kazanır" dedi.
Elindeki belge ve bilgileri ortaya dökmek istemediğini söyleyen Arıtman, "Dava açarsa, buna mecbur kalabilirim" sözleriyle, Gül'e 1 YTL'lik tazminat davası nedeniyle üstü kapalı göz dağı vermeyi de ihmal etmedi.
Bazen bazı şeyleri tadında bırakmak lazım.
Görüştüğüm bazı CHP’li yetkililer Arıtman’ın bu çıkışlarından dolayı disiplin kuruluna verilmesinin kesinleştiğini vurgularken, kimileri de konunun hala tartışıldığını ileri sürdüler.
Bence şu aşamada “kol kırılır yen içinde kalır” misali , konuyu CHP kendi içinde başka zaman ve zeminde halletse çok daha iyi olacak.
Zaten sık sık millet olarak susmaya, susturulmaya çalıştığımız şu dönemde ,bana kalırsa Canan Arıtman’ı bu olaydan dolayı disipline vermenin hele şu dönemde hiç yeri ve zamanı değil.
Madem ülkemizde demokrasi var , bırakalım kendi kozlarını kendi kendilerine paylaşsınlar…!