YEREL seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyen 5 DSP'li vekil hakkında karara varıldı. DSP, Ahmet Tan'ı partiden ihraç ederken diğer 4 vekile de uyarı cezası verdi. Kedinin başına ne gelirse meraktan gelirmiş. Ben de merak duyguma engel olamadığımdan Ahmet Tan'ı aradım ve; “Neden diğer Milletvekilleri uyarı alırken, sadece siz ihraç edildiniz?” sorusunu sordum.
Kararın henüz kendisine bildirilmeden basına yansıtıldığını dile getiren Tan, karar kendisine tebliğ edildikten sonra yargıya başvuracağını bildirdi ve gelişen olayları şöyle değerlendirdi; “Benim olayım, öküzün büyüğü geriden gelir hikayesi. Sadece beni ihraç ettiklerine göre herhalde bir tek beni suçlu gördüler. Ankara'da CHP'nin adayını desteklerken İstanbul'da desteklememek anlamasızdı. İstanbul'da böyle bir aday çıkarılır mıydı? Ahmet Vefik Alp gibi her partiden aday olmaya hazır, partili olmayan birinin DSP İstanbul Büyükşehir Başkan adayı yapılması kabul edilir bir seçim değildi. Biraz siyasi ahlak ve sorumlukuk var olmalı. Parti yöneticilerimiz bu çelişkiyi izah etmemeliler. Bir partinin başka bir partiyi seçimlerde desteklemesi siyasi kanuna göre yasak. Ama partim Ankara'da Karayalçın'ı desteklerken, benim de böyle bir adaya karşılık İstanbul'da Kılıçdaroğlu'nu desteklemem yerindeydi. Böylece partinin itibarını zedelenmekten kurtardım. İnsanların siyasi sorumlulukları vardır. Zeki Sezer hezimetin sorumlusu olarak istifa etti. Fakat tek suçlu o mudur? Yakın çevresi de gitmeli. Parti yönetimi toptan istifa etmeli.”
Gerçekleşek olan kongre ve genel başkan adayları hakkında ne düşünüyorsunuz? soruma Ahmet Altan gülerek; “Beni kongreye sokmazlar ki... Arkadan yönetebilecekleri birini seçerler. Mustafa Sarıgül'ün aday olacağını sanmıyorum. Bayan açılımı yaparak atılım yapmak istiyorlar, bu nedenle belki Tayyibe Hanım olabilir. O da olmazsa büyük ihtimalle Masum Türker olur” yanıtını verdi.
Ahmet Tan parti içinde gelişen son olayları ve kendi durumunu değerlendirirken;
“Ecevit' in mirası mundar oldu. Bugün nasıl sokakta ki vatandaş ANAP Genel Başkan'ının adını bilmiyorsa DSP'nin sonu da aynı yönde ilerlemekte. Garip olan Zeki Sezer bakiyesi yönetimin Ergenekon'la ülkenin dalgalandığı bir günde partiden milletvekili atmasıdır. Bu da, Ecevitsizleşen DSP'nin Ergenekon'udur. Ergenekon Türkiye'nin hukukunu, geleceğini tehdit ediyor. 'DSP Ergenekonu' da parti hukukunu ve halk yararına açık siyaseti tehdit ediyor. Ecevitsizleşen DSP, bu bakiye yönetimden kurtulamazsa, kaynaklarıyla birlikte yok olup gitmeye mahkumdur.”
DSP İstanbul Milletvekili Ahmet Tan'ın yaşadıklarını bir nevi “Ergenekon” olarak değerlendirmesi ben de Türkiye'de son günlerde gelişen olaylar hakkında başka başka meraklar uyandırdı...
Aldı mı beni bir düşünce...
Dedim ya, kedinin başına ne gelirse meraktan gelirmiş...
Kararın henüz kendisine bildirilmeden basına yansıtıldığını dile getiren Tan, karar kendisine tebliğ edildikten sonra yargıya başvuracağını bildirdi ve gelişen olayları şöyle değerlendirdi; “Benim olayım, öküzün büyüğü geriden gelir hikayesi. Sadece beni ihraç ettiklerine göre herhalde bir tek beni suçlu gördüler. Ankara'da CHP'nin adayını desteklerken İstanbul'da desteklememek anlamasızdı. İstanbul'da böyle bir aday çıkarılır mıydı? Ahmet Vefik Alp gibi her partiden aday olmaya hazır, partili olmayan birinin DSP İstanbul Büyükşehir Başkan adayı yapılması kabul edilir bir seçim değildi. Biraz siyasi ahlak ve sorumlukuk var olmalı. Parti yöneticilerimiz bu çelişkiyi izah etmemeliler. Bir partinin başka bir partiyi seçimlerde desteklemesi siyasi kanuna göre yasak. Ama partim Ankara'da Karayalçın'ı desteklerken, benim de böyle bir adaya karşılık İstanbul'da Kılıçdaroğlu'nu desteklemem yerindeydi. Böylece partinin itibarını zedelenmekten kurtardım. İnsanların siyasi sorumlulukları vardır. Zeki Sezer hezimetin sorumlusu olarak istifa etti. Fakat tek suçlu o mudur? Yakın çevresi de gitmeli. Parti yönetimi toptan istifa etmeli.”
Gerçekleşek olan kongre ve genel başkan adayları hakkında ne düşünüyorsunuz? soruma Ahmet Altan gülerek; “Beni kongreye sokmazlar ki... Arkadan yönetebilecekleri birini seçerler. Mustafa Sarıgül'ün aday olacağını sanmıyorum. Bayan açılımı yaparak atılım yapmak istiyorlar, bu nedenle belki Tayyibe Hanım olabilir. O da olmazsa büyük ihtimalle Masum Türker olur” yanıtını verdi.
Ahmet Tan parti içinde gelişen son olayları ve kendi durumunu değerlendirirken;
“Ecevit' in mirası mundar oldu. Bugün nasıl sokakta ki vatandaş ANAP Genel Başkan'ının adını bilmiyorsa DSP'nin sonu da aynı yönde ilerlemekte. Garip olan Zeki Sezer bakiyesi yönetimin Ergenekon'la ülkenin dalgalandığı bir günde partiden milletvekili atmasıdır. Bu da, Ecevitsizleşen DSP'nin Ergenekon'udur. Ergenekon Türkiye'nin hukukunu, geleceğini tehdit ediyor. 'DSP Ergenekonu' da parti hukukunu ve halk yararına açık siyaseti tehdit ediyor. Ecevitsizleşen DSP, bu bakiye yönetimden kurtulamazsa, kaynaklarıyla birlikte yok olup gitmeye mahkumdur.”
DSP İstanbul Milletvekili Ahmet Tan'ın yaşadıklarını bir nevi “Ergenekon” olarak değerlendirmesi ben de Türkiye'de son günlerde gelişen olaylar hakkında başka başka meraklar uyandırdı...
Aldı mı beni bir düşünce...
Dedim ya, kedinin başına ne gelirse meraktan gelirmiş...