Hiç kendinizi züccaciye dükkanına girmiş bir file benzettiğiniz zamanlar olmuş mudur? Benim oldu... Allah’tan başkalarının beni uyarmasına fırsat kalmadan kendimi toparlamayı başardım, kırıp dökmeye devam etmemek için gerekli önlemleri aldım.
CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum’u da son zamanlarda aynı durumda görüyorum. Sayın Batum, şu aralar züccaciye dükkanına girmiş fil misali... Aslında bir dip not düşmek isterim; Prof. Süheyl Batum’un yüksek sesle söyledikleri kapalı kapıların ardında zaman zaman konuşulanlardan farklı şeyler değil. Çünkü kendisini sözlerinden dolayı alkışlayanlar sadece iki kişiyken, bu düşüncelerini dile getirme cesaretini gösterebilmekteler.
DEĞERLİ BİR İNSAN
Sayın Batum hakkındaki düşüncelerimi sizlerle daha önce de paylaşmıştım. Batum, Türk siyasi hayatının içinde mutlak olması gereken bir isim. Anayasa profesörü olmasının dışında bir özelliği de duygu ve düşüncelerini hiç çekinmeden yer ve zaman gözetmeksizin dile getirmesidir. Kendisi ile defalarca aynı ortamda bulunduğumdan hakkındaki gözlemlerimi rahatlıkla sizlerle paylaşabilmekteyim.
Fakat her zaman şunu söylerim; Sayın Batum siyaseti bilmiyor. Öğrenmesi için de zaman lazım. Ne denir bilirsiniz; ‘Siyasetin okulu yoktur. Yaşandıkça öğrenilir.’
Süheyl Hoca da zamanla bazı şeyleri öğrenecek. “Artık siyasi bir yapı içinde olduğunu, söylemlerinin bu yapı içindeki insanları bağladığını” gibi gibi...
Yoksa çamlar ve camlar devrilmeye devam eder.
“Kağıttan kaplan” benzetmesi yaptığı günün akşamı CHP Genel Merkezi’nde Süheyl Hoca’nın yanına çıktım.
Odasına kapanmış bir taraftan Başbakan’a cevap hazırlıyor, diğer taraftan kanallar arası gidip gelerek haberlerde kendi hakkında çıkan yorumları dinliyordu. Masasının üzerinde duran cep telefonu sessizde olmasa, iki kelime etmemiz mümkün değildi. İşte tam bu saatlerde CHP merkezinde bulunanların odasının etrafında olmamaları dikkatimi çekti. Sanki gelişmeleri izlemeden yanına gitmeye cesaret edemiyor gibiydiler.
LÜTFEN BİRAZ YAVAŞ
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Batum’un huyunu suyunu bilmemesi mümkün değil. Eh, zaman zaman başlarına bu durumların geleceğini de tahmin etmiş olmalıydı ki, gerek parti içinde, gerekse muhalefet partileri tarafından yapılan polemiklere rağmen hiçbir suretle bugüne kadar kendisini yalnız bırakmadı.
Yine de kendisine de söylediğim gibi; “Hocam defterler kapanmış olsa da, lütfen biraz yavaş...”