HABERTÜRK

Yurtta sulh cihanda sulh


13 Kasım 2012

10 Kasım’da 7’den 70’e bütün Türk halkı Ata’sına koştu. Özellikle İzmir’de halk tarafından oluşturan Atatürk silüeti gözlerimi yaşartırken Endonezya’daki Demokrasi Forumu’nda Brunei Sultanı Bolkiah’tan davet aldığı gerekçesi ile anma törenlerine katılmayan Başbakan Erdoğan’ın üzüntüsünü ise içime attım.

Bir günlük ziyaret... Hem de tam 10 Kasım’da...

“Rahmetli annesinin kabrine sık sık ziyarete giden Başbakan Erdoğan, keşke 10 Kasım’da Atatürk’e de aynı hassasiyeti göstermiş olsaydı” demekten başka bir şey gelmedi içimden.

8 Ekim tarihli Times gazetesinde çıkan Norman Stone imzalı makaleyi hatıradım. Yazı, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözlerini hatırlatarak başlıyor ve Türkiye’ye, Atatürk’ün politikasına dönme çağrısı yapıyor.

Stone, “Atatürk’ün bu formülü genelde Türkiye’ye yaradı” diyor makalesinde... Suriye ile ilişkilerin gerginleşmesinden yola çıkarak yazısına şöyle devam ediyor:

“Türkiye 1973’te Kıbrıs’taki Türk azınlığı korumak adına buraya müdahele etti ama bunun dışında yurt dışına yalnızca uluslararası ortaklarla birlikte çıktı. Bu sayede bölgede bir istikrar ve refah adası oldu.”

Norman Stone, TBMM’den geçen tezkereyi ise şöyle değerlendirmiş:

“Türk siyasetinde bir devrim. Eski Osmanlı topraklarına beyaz at üzerinde akın etme fikri ne kadar heyecan verirse versin, Türkiye’nin bu işe karışması bir hataydı. Kimse bu işe hevesli değil. Başbakan’ın en yakın takipçileri bile... Türkiye yüzünü Batı’ya öyle bir dönmüş durumda ki medyada Arapça konuşan uzman bulmak bile zor. Araplar’ın parasıyla İstanbul’da bir emlak balonu yaratıldı. Bu balon kuşkusuz Suriyeli isyancılara akıtılan silahlara katkıda bulunuyor. Ancak bunun Türkiye’ye etkileri olumsuz. Çünkü Suriyeliler de intikam amacıyla ülkenin güneydoğusundaki Kürt bölgelerinde yapılan ve belki de yakında başka yerlere yapılacak terör eylemlerini destekliyor.”

Bilkent Üniversitesi’nden Norman Stone’un imzasını taşıyan makale şu şekilde sonlanıyor: “Bu hükümetin hatırı sayılır başarılarından gelen ani özgüven başına vurmuş durumda. Irakta’taki anlaşmazlıkta gösterilen sağduyu ve tereddütler artık yok. Kemal Atatürk haklıydı.”

Evet, Kemal Atatürk’ün haklı olduğunu Türk vatandaşı olmayan bir profesör bile sonunda (son yıllarda yaşananları izleyerek) dile getirmiş oldu. 10 Kasım’da meydanlara dökülen halkımız da aynı duygulara sahipti.

Bizler Mustafa Kemal Atatürk gibi “Yurtta sulh cihanda sulh” derken...

Ya ötekiler...? Ne isterler...?