Dün 2010-2011 yılı ders zili çaldı. Bir çok yazımda sizlere oğlumdan bahsetmiştim. Kerem bu yıl Özel Türk Koleji lise son sınıfı öğrencisi. Annelik merakı ile birkaç hafta önce okula uğradığımda geçen yıl sınava giren öğrencilerin ÖSYS’de nereleri kazandığına şöyle bir göz atmıştım.
ÖSYS sınavına giren 47 öğrencinin 45 tanesi üniversiteye yerleşmişler. Bu durum bir nebze olsun içimi rahatlattı.
ÖSYS konusunda Kerem’den daha heyecanlıyım. Çünkü her yıl değişen sistem yüzünden puanlama, tercih sıralama hataları yapmak mümkün.
Hele bir de Kerem gibi, dersler söz konusu olduğunda, x-large bir oğlunuz varsa, saçınızı başınızı yolabilirsiniz.
* * *
Sonuçta çareyi 2010-2011 öğrenim döneminde ÖSYS sınavına girmekte buldum. Özel Türk Koleji Lise Müdürü İpek Hanım’a kararımı söylediğimde hiç şaşırmadı .
Fakat oğlum, “Anne bunu da mı yapacaksın bana” diyerek, tepkisini net bir şekilde ortaya koydu.
Nedenine gelince; Yeni sistemin getirdiği zorlukları görebilmek ve de biraz olsun oğlumu motive edebilmek için yeniden sınava gireceğim.
Kerem’e ise “Annecim bunu aramızda bir yarış kabul et. Ben eski bilgilerimle, sen ise taze bilgilerinle sınava gireceksin. Bakalım sonuç ne olacak?” şeklinde açıklama yaptım.
Hala şaka yaptığımı zannetse de son derece ciddiyim. (İşin sonunda tabi ki çoluk çocuğa rezil olmak da var)
Bu yıl, yeniden değişeceği söylenen söylenen sınav sisteminde, adaylara açık uçlu sorular da sorulacakmış. Yani, öğrenciler altında 5 tane seçenek yer alan soruların dışında, kendi yorumlarını ifade eden soruları da cevaplama imkanı bulacakmış.
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, ‘ABD ve Avrupa ülkelerinde uygulanan bu sistemi bize uyarlamak için, ülkemizdeki 2 milyon civarında olan öğrenci sayısını 500 bine indirmek gerekli’ demiş. (Nasıl olacak bu indirme şekli? Lütfen bilenler bilmeyenlere anlatsınlar)
ÖSYM’nin kurulduğu 1974’te öğrenci sayısı 200 bin iken, kontenjan miktarı 38 binler civarındaydı. Aradan geçen 36 yılda öğrenci sayısı 2 milyona yaklaştı. Kontenjanlar ise 600 binlere çıktı.
Sevgili okurlar, yükseköğretimle ilgili dünyada ciddi değişiklikler olurken, Türkiye de hala ‘ÖSYM’ denen, garabet sistem devam etmekte. (Hem de her yıl yap boz tahtası gibi değişen)
Ne diyelim; 2011 öğrenim yılında, bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete...
Sınavda görüşmek üzere...