Yine sesssiz sedasız ortadan yok oldum değil mi? Aslında yok olmadım, tam tersi 2015 yılının son altı ayında var olma savaşı verdim.
Halen daha da veriyorum. Bu süre zarfında bana anlayış gösteren bütün Habertürk ailesine, dostlarıma, okuyucularıma buradan teşekkür etmek istiyorum.
2015 yılı benim için son derece üzücü kayıplar yaşadığım bir yıl oldu.
Daha önce de sizler ile paylaşmıştım. Temmuz ayında önce hayat arkadaşımı çok sevdiğim eşimi, ardından da dayımı kaybettim.
SİZİN EŞİNİZ ÖLDÜ MÜ?
Beni ancak benim gibi hayat arkadaşını kaybetmiş olanların anlayabileceğini düşündüğümden sizlere bu soruyu sorma gereksinimi duydum. Bu hafta eşimi kaybedeli tam 6 ay oldu. Ve “Zaman her şeyin ilacı” sözü her insanoğlu gibi benim için de geçerli olduğundan onsuz geçen günleri tek başıma yaşamaya ve ayakta kalmaya çalışmakla değerlendirdim.
Fakat bu süreç içinde sadece yazı yazmak için zorlandım.
Çünkü ne zaman bilgisayarın başına otursam aklım, ruhum hep başka yerlere, hesaplara kitaplara, işlere ve vefat sonrası halletmem gereken sorunlara kilitlendi.
Sevgili okurlar, biz köşe yazarları yazacağımız yazıyı önce beynimizde yazar ardından klavyenin başına geçer kağıda dökeriz.
Eh benim beynim de son altı aydır arızalı olup tamamen başka şeylere kilitlenmiş olduğundan yazı yazma hevesim her niyet ettiğimde kursağımda kaldı. Anlayacağınız bugün sizlere “hey buradayım, yıkılmadım ayaktayım” diyebiliyorsam aradan geçen zamanın ilaç gibi gelmesine borçluyum.
Acım ya da üzüntüm geçti mi? Hayır, tabi ki geçmedi. Sadece canım eskisi kadar acımıyor. Fakat şimdi de özlem ağır basmaya başladı.
Özledim... Hem de çok özledim.
Sevgili eşim olmadan girdiğim 2016 yılı akşamı benim için önemli bir tarihti.
31 Aralık gecesi başka acılar yaşamadan sağlık ve huzurla yeni bir yıl geçirmeyi diledim.
Aynı dileklerim sizler içinde geçerli.
2016 yılı bütün dünya insanları ve ülkemiz adına sevgi, barış, sağlık ve huzur dolu bir yıl olsun istedim.
(Eskisi kadar düzenli olmasa da yeniden yazılarımı yazmaya, aranızda olmaya çalışacağım. Bir süre daha lütfen beni mazur görün.)
Baş belası terör
2016 yılı adına ben hem ülkemiz, hem de dünya insanları adına barış ve huzur dilerken salı ve çarşamba günü yine kötü bir haberle uyandık. İstanbul ve Diyarbakır’da masum insanların kanı aktı.
Hem de yine terör belası yüzünden. İşin tuhaf tarafı daha geçen hafta Sultanahmet’te idim. Dün de Akmerkez civarında canlı bomba yakalandı haberi ortalıkta dolaşmakta idi. Yani hepimizin her zaman gittiği dolaştığı yerler. Ülkemizin doğusunda, güneydoğuda uzun zamandır süre gelen bir mücadelemiz var. Bu çatışmaların şehre sıçramamasını beklemek cehaletten başka bir şey olamaz. Sonuçta orası da, burası da Türkiye...