Pazar günü binlerce genç, üniversiteye giriş sınavının ilk aşaması olan YGS sınavına girecekler. Geçen sene bu zamanlarda YGS sınavına oğlumun bütün muhalefetine rağmen (tam 25 yıl sonra) ben de girmiştim. Amacım hem oğlumun, hem gençlerin heyecanına ortak olup, sınav sistemi konusunda bilgi sahibi olmak, soruları görmek ve tabi biraz da bunca yıl sonra kendimi sınamaktı.
Oğlumsa bu durumu onunla yarışmak olarak algılamış ve günlerce surat asmıştı. Haftalardır tartışılan 4+4+4 sonunda çarşamba günü Meclis’e geldi. Kararı pekiştirebilmek, destek sağlayabilmek için olsa gerek, aynı günlerde hükümetten üniversiteye giriş sınavlarının kaldırılacağı açıklaması yapıldı. Hem de sınav haftası...
Pazar günü YGS sınavına girecek olan binlerce gence herhalde en son söylenmesi gereken bu açıklama olmalıydı. Hem moralman çöktüler hem de bir kez daha üniversiteye giriş sistemine olan inançları sarsıldı.
Geçen sene yaşanan şifre skandallarının tedirginliğini henüz üzerlerinden atamamış olan gençler ağız birliği yapmışcasına “Biz kobay mıyız? Yıllardır deneme yanılma yoluyla defalarca eğitim sistemi ile oynadılar. Dershanelere dünya paralar akıttık. Puan sistemleri, taban puanları defalarca değiştirildi. Eğitim şart deniyor...
Fakat sanki okuyup meslek sahibi olmamızı engellemek istercesine her yıl bizi kobay yerine koyup sistem değişikliklerine maruz bırakıyorlar. Şimdi de sınava 5 gün kala sınavlar kalkacak, diyerek kafamızı karıştırıyorlar” şeklinde düşüncelerini dile getiriyorlar.
Haksızlar mı...?
Yıllardır süre gelen üniversite sınavı kalkacak ‘yalanını’ söylemenin, sınav haftası gençlerin kafalarını bulandırmanın zamanı mıydı?
Arısız bal reklamı...
Aylardır hengi kanalı açsam karşımda dakikalarca süren bal reklamlarını gördükçe eşime; “Var bu işin içinde bir iş... Televizyon reklamlarının saniyesi bile dünya para iken bal reklamı yapanlar nasıl oluyor da bu kadar uzun sürelerle, defalarca, hem de gün boyu reklam verebilmekteler? Bir de üstüne üstlük, yok kargo parası içinde 5 kavanoz olan 5 bedava, gibi bol kepçeden dağıtmalar... Bakalım bu işin kokusu ne zaman çıkacak?” dedim durdum. Sonunda da çıktı...
RTÜK sonunda Balderesi, Balteknesi ve Osmanlı Balevi markalı ürünlerin sağlık için tehlikeli madde riski barındırdığı gerekçesiyle radio-televizyon reklamlarını yasaklamış.
Biraz geç oldu ama...