Gündeme dair yazacak söyleyecek aslında o kadar çok konu var ki… Fakat ne yazık ki herkes önümüzde 31 Mart’ta gerçekleşecek olan yerel seçimlere kilitlenmiş durumda.
Özellikle İzmir’de…İzmir yine başrolü kaptırmadı.
CHP’nin Genel Merkezi, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; İzmir’e, İzmirlilere ve bana kalırsa mevcut İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na koskocaman bir ayıp etti.
AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci tam 2 aydır İzmir halkı ile iç içe saha çalışması yapmakta. Sayın Zeybekci’yi Denizli’deki çalışmalarından iyi tanırım. Hatta evlerine davet edilerek eşi Ayşen Zeybekci ile ilk röportaj yapmasına izin verdiği basın mensuplarından biriyim diyebilirim.
Denizlililerle birlikte ben de Ayşen Zeybekci'yi ilk katıldığı protokol görevinde tanıma fırsatım olmuştu.
23 Nisan 2004 günü başını açarak protokolde yer almasıyla tanıdığım Ayşen Hanım’a o gün bugündür inanılmaz bir beğenim, saygım ve sempatim vardır.
Bu anlamda Denizli halkının takdirlerine muhatap olmuş birisidir. Ancak basının tehdide varan saldırıları karşısında, o tarihten sonra bir daha protokolde yer almadı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın, Sayın Zeybekci'nin üyesi bulunduğu AKP'nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olması gerekçeleriyle açtığı kapatma davasından sonraki ilk resmi tören olan 18 Mart Çanakkale ve şehitlerimiz için düzenlenen törende Bayan Zeybekci'nin türbanlı olarak katılması yaşanan daha önce ki kötü deneyiminden sonra beni hiç şaşırtmamıştı.
Gelelim İzmir’i cepte keklik zanneden CHP’ye…
CHP ‘nin İzmir’i tepsi içinde AK Parti Belediye Başkanı Nihat Zeybekçi’ye sunduğunu biz İzmirliler çoktan fark ettik. Ama nedenini bir türlü anlayabilmiş değilim. İzmir’de kendini imha etmeye CHP neden bu kadar hevesli dersiniz?
O kadar ki mevcut Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun yeniden kolları sıvayarak aday adayı olmasını bile neredeyse “vah, vah” şeklinde ele alarak yorumlayacaklar.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 31 Mart 2019 tarihi sanki hiç gelmeyecekmiş gibi hazırlıksız olması ve hala aday açıklamak için çok da geç değil ayakları… Anlayamadım, ne ayak?
Seçim sonrası; ortalıkta seçim sonrası için çeşitli hurafeler dolanmaya başladı. Doları zor zaptediyorlarmış. 31 Mart’tan sonra 9 liraya kadar çıkacakmış. Kim tutar seni …yürüüüü, nasılsa battık.
Domuz gribi
Sonunda kendime yakışanı buldum ve domuz gribinden ben de nasibimi aldım. Perşembe günü İzmir-İstanbul uçağında aniden ateşlenince havalimanında iner inmez kendimi Acı Badem Maslak Hastanesi’nde buldum. İnfluenza A (namı diğer Domuz gribi) teşhisi ile hemen hastaneye yatırıldım. Tam 3 gün süren yoğun tedavi süresi sonunda dün evime kavuşabildim. Bu hastalık kesinlikle normal bir grip mikrobu gibi seyretmiyor.
Vücudunuzu tanıyorsanız zaten verdiği tepkilerden hastalığın farklı seyrettiğini anlayabiliyorsunuz. Korkunç yüksek ateş ve baş ağrısı. Ve sadece kan tahlili sonucunda influenza A kapıp kapmadığınız anlaşılmakta. Doktorlar genellikle uçak yolculuklarındaki havalandırmanın bu mikrobu yaydığını söyleseler de sizler yine de hapşıran tıksıran herkesten uzak durmaya bakın. Hastalıktan yeni kalktıysanız da maskesiz sokağa çıkmayın.