HABERTÜRK

Yalnızlığın reçetesi


14 Şubat 2015

İster öğrencilik, ister çalışma hayatında olsun, bugün yalnız yaşayan milyonlarca insan var. İşin kötüsü yalnız yaşamaya o kadar alışıyorlar ki kendi yaşam alanlarına yeni bir insanı almak da oldukça zorlanıyorlar.Ya da almamayı tercih ediyorlar.

Üniversitede okumakta olan oğlum da yaklaşık üç yıldır yanlız yaşayanlar kervanında.

Üniversiteye başladığı ilk yıl tek çocuk olmanın dezavantajlarından yakınıp yurtta kalmak istemişti. Hayatı boyunca evini, odasını hatta tek bir oyuncağını bile kimse ile paylaşmamış olan oğlumun bu isteğine önce şaşırmış ardından da saygı ile karşılamıştım.Çünkü, “Anne hep yanlız büyüdüm. Odada konuşacak bir yaşıtım, bir arkadaşım olsun istiyorum artık”dediğinde söyleyecek kelime bulamamıştım.

MERAKLA BEKLEDİM

Yurtta bir odayı iki öğrenci paylaşmaya başladıkları zaman yine de neler olacağını merakla beklemeye başlamıştım.

Ve tabi ki tahmin ettiğim gibi ‘balayı’, yani oğlumun odasını bir başkası ile paylaşma hevesi ancak üç ay sürdü.

Ardından tek başına eve taşınarak alıştığı yanlız hayatına geri döndü. O gün bugündür yani üç yıldan fazla bir zamandan beri de bu durum devam ediyor.

Okula gitmediği zamanlarda sosyalleşmek yerine evde internet başında olmasına başlarda ses etmiyordum.Çünkü bütün gençlerde ne yazık ki durum aynı.

Fakat bu durumun yavaş yavaş çevreyle ilişkisini kesmesine ve onu sosyal yanlızlığa sürükleyecek olmasından endişe duymaya başladım. Gündüzü ile gecesinin karışması, uykusuz kaldığı gecelerin artması okulunu da etkilemeye başladı.

Sömester tatili için İstanbul’dan İzmir’e gittiğinde, onunla ilgili bu düşüncelerle dalgın dalgın bir alışveriş merkezinde dolaşırken birden bir şey beni şak diye durdurdu.

Kafamı çevirdiğimde Phet Shop camından bana mahsun mahsun bakan,beni izleyen bir çift gözle karşılaştım.

O kadar mahsundu ki sanki bana ‘Al beni , kurtar buradan ve lütfen Kerem’e götür’ der gibiydi.

KEDİ YAVRUSU

Hayatında eline hiç bir hayvanı alamamış olan”ben” kendimi bir anda kucağımda nefis bir kedi yavrusu ile buldum. Kerem’in İzmir’den dönüşünü iple çekerken hergün kedi yavrusunu ziyarete gittim.

Bugün Kerem ve kedisi mutlu bahtiyar bir arada yaşıyorlar.

Oğlum, kedisi ile ilgilenmekle o kadar meşgul ki internetin sanal sosyal dünyasından çoktan koptu gitti.

Oğlumun yanlızlığının reçetesini böylece bulmuş oldum.

Belki sizlerin de yanlızlığınızın reçetesi minik bir kedi veya köpek yavrusu olabilir. Unutmayın sokaklar terk edilmiş hayvanlarla dolu. Siz siz olun benim raslantı eseri (yıllarca aklımın ucundan geçmeyen) bulduğum bu reçeteyi yabana atmayın.