HABERTÜRK

VE ( 1881-.......)


04 Aralık 2012

Haftalar önce başlamış olan Müjdat Gezen‘in yazıp yönettiği (1881-.....) tiyatro oyununa bir türlü bilet bulamazken sonunda Cumartesi akşamı gitmeyi başardık.

İnanılır gibi değil, Bugün bilet almaya giderseniz ancak Şubat ayına yer bulabiliyorsunuz.

Bu durumu oyunun sonunda sahne alan Müjdat Gezen şu güzel cümleler ile özetledi, “Yıllardır tiyatro oyunu oynar, oyunlar sergilerim. Hiçbir oyunumuz için Şubat ayına bilet sattığımız olmamıştı. Tabi bu bana değil Atatürk’e özel bir durum. Sevenlerinin ona gösterdiği ilgi”

İzmirlilere müjdeyi vereyim.

Oyun Şubat ayından sonra İzmir’de de sahnelenecekmiş. Benden sizlere tavsiye şimdiden biletlerinizi ayarlayın.

Yoksa uzun yıllar bu muhteşem oyunu seyredememenin burukluğunu yaşasınız. Çünkü emin olun seyredenler seyredemeyenlere ( benim sizlere anlattığım gibi) öyle bir anlatacaklar ki....

Oyun hakkında sizlere duygu ve düşüncelerimi anlatmadan önce bir dip not daha düşmek istiyorum. Oyunu İstanbul’da, İstanbullular ile dolu olan Müjdat Gezen’in  Bahariye’deki tiyatro sahnesinde seyrettim.

Ama söz konusu İzmir ve İzmir seyircisi olursa salonun ruhu adım gibi eminim ki çok daha farklı olacaktır.

“Arada ne fark olabilir ? “ diye soracak olursanız. Bunu sizlere sözlerle anlatmam mümkün değil. Hissetmeniz lazım. İşte o zaman farkı (eğer gerçek İzmirli iseniz veya öyle hissediyorsanız ) sizlerde fark edersiniz.

Oyun İzmir’de sahnelendiği an oyunculara İzmir halkının ruhu , coşkusu , yürekten gelen Atatürk bağlılığı yansıyacaktır. İnanın sırf bu nedenle İzmir’de kendi halkımla bu güzel tiyatro oyununu bir kez daha izlemeyi iple çekiyorum.

‘Şubat ayına kadar kapalı gişe oynuyor, diyorsunuz. İstanbullular‘da aynı duygu yoğunluğu yok muydu?’ sorunuzu duyar gibiyim.

Zor bir soru.Tabi ki salonda bulunan çok kimse Atatürk sevgisi ile gelmişti. Kimileri de belki meraktan. Aman ne bileyim. ...

Örneğin Onuncu yıl marşı okunurken biz İzmirliler yerimizde durabilir miyiz?

‘Durun’ deseler de duramayız. O çoşkuyla salonda hepimiz ayağa fırlarız. Ve daha bir çok sahnede tepkilerimiz çok daha coşkulu olur.

Dedim ya bazı duygu ve düşünceler anlatılamaz.

Ancak hissedilir....

Anlamak için de o salonda benim gibi İzmirli, İzmir sevdalısı olmak lazım...