Önce sizlere ufak bir hatırlatma yapmak istiyorum; 29-31 Ekim 2008 tarihinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin kurucusu olduğu, Avrupa Birliği Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen, Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği Başkanı Ludwig Georg Braun ve Alman işadamlarından oluşan heyet ile birlikte Türkiye'yi ziyaret etmişti.
Almanya dünyanın en çok yatırım çeken ülkelerinden biridir. Hazine Müsteşarlığı'nın verilerine göre ülkemizde faaliyet gösteren Alman firma sayısı, 30 Haziran 2008 tarihi itibari ile 3 bin 377'ye ulaşmıştır.
Alman sermayesi Türkiye de firma sayısı açısından en yaygın olan yabancı sermayedir. Türkiye deki yabancı sermayeli firma sayısının yüzde 17'sini Alman sermayesi baskın olan firmalar oluşturmaktadır. Şimdi gelelim bütün bunları neden açıklama gereği duyduğuma ...
İLK KEZ GELMİŞLER
Çünkü Ludwig Georg Braun'un sahibi olduğu Braun Medikal A.Ş, İstanbul'da 35 yıldır tek temsilcisi olan Kalyon Medikal in son üç yıldır bir fiil ortağı ve Ludwig Georg Braun tam beşinci kuşak olarak ünlü Braun firmasının şu anki tek CEO'su. Dünyanın birçok ülkesinde temsilcileri olmasına ve resmi görevlerine rağmen Türkiye ye tatil amacı ile bir kez olsun gelmemiş olan Braun Ailesi geçtiğimiz çarşamba akşamı eşi ve beş çocuğu ile sessizce Türkiye'ye geldi. 2 Nisan günü eşinin 60. yaş gününü kutlamak amacı ile gelen aileyi bu sayede yakından tanıma fırsatım oldu. Bu kadar ünlü ve değerli bir aileyi İstanbul'da kusursuz ağırlamak için planlar yaparken, çektiğimiz sıkıntının yersizliğini aileyi tanıdıktan sonra anlayabildim.
Kendi valizini taşıyan bir CEO.. Braun Ailesi nin beşinci kuşak temsilcisi... Son derece sevimli, kültürlü, mütevazi bir eş ve birbirinden eğitimli beş harika genç. Türkiye deki resmi makamların haberinin olmadığı bir aile tatili.
NE MUTLU BİZE
Ludwig Braun ile İstanbul da kaldıkları süre içinde Türkiye nin siyasi gelişmelerinden tutun da, Başbakan Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı hakkında uzun uzun konuşma fırsatımız oldu. Başbakan Erdoğan ve yönetimini beğendiğini ifade eden Ludwig Braun ve ailesini kendi ülkelerine uğurlarken işittiğim son cümleler şunlar oldu:
"Siz Türkleri o kadar yanlış tanımışız ki... Artık Türkiye ye ve Türklere bambaşka bir bakış acısıyla buradan ayrılıyoruz."
Ne mutlu ki 4 gün için de olsa eşim ve ben Türk insanlarını en güzel şekilde temsil etme olanağı bulmuşuz...