Horozun normal olarak sabah vakti ötmesi gerekir. Bunun aksine gecenin tam ortasında öterse, insanları rahatsız eder, hatta çocukları ürküttüğü için o horozun kesilmesi gerekir. Vakti gelmeden, henüz yeteri olgunluğa erişmeden, bir takım iddialara kalkışan kişi de, halk arasında vakitsiz öten horoza benzetilir ve akibetinin kötü olacağı yönünde yine halk arasında söylemler başlar.
Bu durum özellikle siyasi arenada çok geçerlidir. Örneğin her zaman öne çıkma hevesinde olan siyasetçilerimiz vardır. Onlar için önemli olan halkın, seçmenin ya da kendi mensubu olduğu partinin, ülke genelinin değil sadece kendi iç sesleri önemlidir.
Bir de etrafında bir kaç şakşakçısı varsa onların gazına gelirler. Diğer taraftan ise şöyle bir durum hakimdir.
Seçim dönemleri yaklaştığında grup içinde harcanmak istenen ya da harcanacağı bilinen kimselere etrafı ses etmez, hatta sağ duyuya davet bile etmezler.
Aday olmak, yine ön plana çıkmak istiyorsa o kimseye hiç kimse o dönemde “hayır” demez. Aktif siyasetin içinde olduğum yıllarda bunun örneğini kendi gözlerimle defalarca gördüm.
Özellikle eski 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel bu konuda son derece tecrübeliydi. Kimin artık suyunun ısındığına kanaat getirmişse o kişi “Aday olayım mı?” diye kendisine sorduğunda “Adaylık herkesin hakkı. Neden olmayasın ?” diyerek asla engel olmazdı. Zaten sonuçlar alındığında da Sayın Demirel’in neyi neden yaptığı geç de olsa herkes tarafından anlaşılırdı.
Siyaseti iyi okuyabilenler bilirler ki;
Asla vaktinden önce konuşmayacaksın ya da adaylığını açıklamayacaksın.
Ya da, asla sen aday olmayacaksın. Aday gösterileceksin.
Aday olacaksan da zamanlamasını iyi ayarlamayı bilmen lazım. Yoksa vaktinden önce öten horozun başına gelenlerden kaçınman imkansızdır.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için adaylığını açıklaması bana kalırsa yukarıda anlattıklarıma benzer bir örnek. Çünkü son derece zamansız ve gereksiz bir açıklamaydı.
Partiye dönmesine kesin gözüyle bakılan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’e “Sakın partiye dönme. Aday olma” demekten öteye gitmeyen bir davranış.
İstanbul’da görünen köy klavuz istemez. İstanbul’da CHP’nin tek şansı Mustafa Sarıgül. Aksi taktirde AK partiden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın alınması imkansız.
Eh şimdi bilinen gerçek ortada iken Gürsel Tekin’ne ne demeli...?