Başbakan Amerika'dan 7 şehidimizin ardından şu sözlerle üzüntüsünü dile getirmiş;
"Bu hain pusunun yeri ve zamanlaması, milletimizin nasıl bir provakasyonla karşı karşıya olduğunun ispatıdır. Milletimiz bu kalleş pusunun arkasında yatan emelleri değerlendirecektir. Şehitlerimize rahmet diliyorum. Milletimize başsağlığı ve sabır temenni ediyorum. Bu saldırının önünde arkasında kim varsa bunun bedelini en ağır şekilde ödeyeceklerdir."
Başbakan Erdoğan ayrıca ABD'nin bir önceki başkanı Bush'un 5 Kasım 2007'de Oval ofiste verdiği sözün devam ettiğini de sözlerine eklemiş ve
"PKK'yı terör örgütü ilan eden Bush, terörle mücadelede ABD'nin her türlü desteği vereceği sözünü vermişti. Obama da bu sözün devam ettiğini açıkladı.7 şehidin bedelini ağır ödeyecekler" açıklaması yapmış.
GERÇEĞİ ÖĞRENMEYELİM
Başbakan'ın açıklamalarından üzgün olduğunu anlıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak, şehit anaları kadar belki de en çok üzülen kendisidir. Çok büyük bir vebal altında kalmak zorunda bırakıldılar. Bırakıldılar diyorum, çünkü 5 Kasım 2007'den beri Oval ofiste verilen sözleri tutmak zorunda kaldılar. DTP ile iyi geçinme çabaları, Kürtçe TV yayını, yetmedi Kürt Dili ve Edebiyatı tartışmaları, "Demokratik açılım" adı altında Kürt açılımı, Habur kapısında davul zurnalı 34 teröristin karşılanması ve daha bilip bilmediğimiz nice olayları taşıma mecburiyeti içine itildiler. Başbakanımız TV seyretmemizi, gazete okumamızı istemiyor. Neden? Bilmemiz gerekmeyen şeyleri, okuyup öğrenmememiz için.
BAŞIMIZ SAĞ OLSUN
Şimdi gündemde DTP'yi kapatma davası var. 'Parti kapatmalara karşıyız' diyen muhalefet milletvekilleri ve AKP'lilere seslenmek istiyorum; Türkiye'de parti olmanın şartları nelerdir? Parti olmanın belirli kuralları ve davranış zorunlulukları yok mu? Peki davranış bozukluğu olanlara sadece para cezası yeterli mi? DTP parti olmanın gerekleri dışına çıkarak, bölücü örgüte hizmet ederek davranış bozukluğu içine girdi mi, girmedi mi? Cevap, girdi ise, neden kapatmayalım? Kapatmadan bu insanları yargılamanın imkanı var mı? 7 şehidimiz ve daha önceki şehitlerimizin bedellerini nasıl ödetmeyi düşünüyorsunuz? Sizce ağır bedel ödetme şekli nedir? Eğer cevabınız DTP normal davrandı ise, gerek Diyarbakır'da yaşanan olaylar, gerekse diğer gelişmeler karşısında Ahmet Türk'ün "etki-tepki" manasına gelen açıklamalarını nasıl değerlendirmemiz gerekiyor? Aslında sorulacak o kadar çok soru var ki.. Ama matemdeyiz. Türkiye matemde! Hepimizin başı sağ olsun.