Arkadaşlar benim aklım yine karıştı. İzmirli bir belediye işçisinin (Sinan Işık) nüfus kağıdındaki din hanesine yazılan "İslam" sözcüğünün silinmesi ve yerine "Alevi" yazılması amacıyla açmış olduğu davayı görüşen AİHM'nin, "Kimlik kartlarında 'din' hanesinin bulunmasının başlı başına insan hakları ihlali olduğuna ve devletin bu konuda tarafsız olması gerektiği" kararı her gün biraz daha karışan aklımı iyice karıştırdı.
Şimdi bu iyi bir haber mi, yoksa kötü bir haber mi? İzmirli Sinan Işık'ın din hanesinde 'islam' yazılmış olması bunca yılın sonunda Aleviliklerine ne zarar vermiş, doğrusu merak ettim. Laiklik nedir? Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.
Bizler ayırmaya çalıştıkça, birbirine bu kadar çok karışan veya karıştırılmaya çalışılan, bir başka kavram karmaşası görmedim diyebilirim. Bu durumda insanoğlunun doğruyu yanlışı karıştırması ne yazık ki kaçınılmaz.
ÖZGÜRLÜK TEMİNATIDIR
AİHM'nin almış olduğu karara göre; Laiklik bir inanç biçimi değil, farklı inançların veya inançsızlıkların özgürlük alanı. Devlet, bundan böyle çoğunluğun inanç biçimini dikkate alarak yasal düzenlemeler yapamaz. Yani kimliklerdeki din hanesini göz etmeksizin vatandaşlarına eşit hizmet vermek zorunda. İyi de Türkiye'deki inanç özgürlüğü sorunu ne olacak? Aslına bakacak olursanız, hak ve özgürlükler kimliklerden bağımsız olarak ele alınmalı, laikliği benimsemiş olan bir devlet bütün din ve inançlara eşit mesafede durmalı... Ama.. İşte bir de 'ama'sı var. Neden mi ?
HERKES İSTERSE NE OLUR?
Ülkemizde, Aleviler kendi partilerini kurmaya çalışırken, Kürtler kendi partilerini kurmuşken, Çerkesler kendi açılımlarını isterken (merak etmeyin en kısa zamanda onlarında partilileş-me isteği gündeme gelir) ve daha nice farklı mezhep grupları Türkiye Cumhuriyeti topraklarında aynı dili konuşurken, nasıl olacak bu işler..?
Bu arada İnançsız olanları da unutmamak lazım. Bu karar çerçevesinde onlarda AİHM'nin kararı sayesinde devlet tarafından güvence altına alınmış oluyorlar.
Her şey kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? Ama burası Türkiye.. İçinde bulunduğumuz şartları da göz önüne alacak olursak.. Bana kalırsa daha birçok kez AİHM'nin kapısını çalarız.
