HABERTÜRK

Toprak reformu


23 Kasım 2013

Toprak reformu, 1929 yılında Mustafa Kemal Atatürk döneminde topraksız halka toprak dağıtmayı amaçlayan kanundur. Böylelikle ülke toprakları verimli hale getirilecek ve topraksız köylü kalmayacaktı. Ancak dünyada ekonomik kriz çıkınca başarılı olunamadı. Toprak Reformu, Atatürk’ün en büyük ideallerinden birisiydi. Bir tarafta on binlerce dönüm arazisi ve onlarca hatta yüzlerce köyü olan toprak ağaları, diğer tarafta topraksız, evsiz barksız milyonlarca insan. Bu, dengesizliğin giderilmesi için gerekliydi. Toprak Reformu, o dönemdeki adıyla “Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu”, 11 Haziran 1945 yılında kabul edildi. Bu kanuna göre topraksız köylü kalmayacak, ağalık ve beylik son bulacak; herkes kendi işinin ve toprağının efendisi olacaktı. Eğer uygulanılsaydı veya bugün hala uygulansa, müthiş bir gelişme olacaktı. Bugün bile yeni hazırlanan anayasa paketinde belki de bir tek bu konuda dört parti oldukça uyumlu oldular. Türkiye’nin tarım gelirini arttırmak için ‘tarımsal üretimin planlanması ve türlerin çeşitliliğinin korunması, hayvansal üretimin arttırılması’ başlıklarında mutabakata vardılar.

AĞALAR KARŞI ÇIKTI

Peki bugün olduğu gibi geçmiş zaman mecliste kabul edilen bu kanuna kimler karşı çıkmıştı? Tabi ki mecliste bulunan “Toprak Ağası” milletvekilleri... Çünkü saltanatları, ağalıkları, şan ve şöhretleri bir anda yok olacaktı. Onlar için halkın değil, kendilerinin varlığı ve mutluluğu önemliydi. Aynen bugün olduğu gibi... Geçmiş zamanda bu kanuna en çok karşı çıkan milletvekillerinden bazıları şunlardı: Adnan Menderes, Celal Bayar, Celal Ramazanoglu, Fevzi Lütfi Karosmanoglu, Emin Sazak, Cavit Oral ve diğerleri. Halbu ki, Atatürk’ün en büyük emeli “Toprak Reformu”nun gerçekleşmesiydi. Ne demişti? ‘Milletin Efendisi Köylü‘dür.. Mustafa Kemal Atatürk her olayda olduğu gibi bu konuda da geleceği görmüş toprak reformunun gerçekleşmemesinin başımıza açacağı belaları anlamıştı. Atatürk 1 Kasım 1936’da milletvekillerine söyle sesleniyor: “Toprak Kanunu’nun bir neticeye varmasını Kamutay’ın yüksek himmetinden beklerim. Her Türk çiftçi ailesinin geçineceği ve çalışacağı toprağa malik olması, behemehal lazımdır. Vatanın sağlam temeli ve imarı bu esastadır.” O gün bugündür aşiretler, aşiret reisleri ve aşiret reisi milletvekilleri sayesinde ülkemizde toprak reformu bir türlü istenilen şekilde gerçekleşememiş ve tarım topraklarının bölünmesi önlenememiştir. Ve dolayısı ile Doğu ve Güneydoğu’daki yaşam şartları bugünkü haline gelmiştir. Diyeceğim o ki; “Ne ekersen onu biçersin” Bugün doğuda sahnelenen şarkılı türkülü kardeşlik oyunlarının bir tek sorumlusu var. Geçmişten bugüne kadar sandıkta oy veren bizler!