Sürekli birlikte olduğumuz iş arkadaşlarımızın, dostlarımızın ya da aile fertlerimizin çoğu zaman zaman üzgün ve sancılı dönemlerine şahit olmaktayız. Bu yaşadıkları çatışmalar bazen beklenenden uzun sürebiliyor. İnsan insana her zaman lazım olsa da yakınımızdaki insanların sancılı dönemlerinin geçme süresinde yanlarında olmaya çalışırız. Dostluklar böyledir.
Kendimden yola çıkacak olursam; en dibe vurduğumu hissettiğim dönemlerde birkaç dostum sayesinde yeniden yukarıya çıkmayı başardım ve kendime geldim. Ama hiçbir zaman ‘toksik’ bir insan olmadım. Olanlardan da uzak durmaya çalışmaktayım. Aynısını sizlere de tavsiye ediyorum.
Bu duyguyu son zamanlarda yaşadığım bir olay bana yeniden hissettirdi. Hiç ummadığım kadar çok toksik insan arasında kaldığımı fark ederek silkindim.
Kendinizin toksik bir insan olup olmadığınızı bakın şu sorulara vereceğiniz yanıtlar üzerine anlayabilirsiniz (ya da toksik bir insanla mı karşı karşıyasınız) ;
- Kendinizi çoğu zaman haksız yere insanları eleştirirken mi buluyorsunuz?
- Başkalarının başarıları sizde kıskançlık mı yaratıyor?
- Kendinizi önemli hissetmek için başkalarının ışığını mı çalmaya çalışıyorsunuz?
- Enerjinizi spor yapmak yerine başkalarının yollarına engel koymak için mi harcıyorsunuz?
- İnsanlar sizinle ilişki kurmaktan kaçınıyor mu?
Bu sorulara birden fazla “evet” dediydeniz, hayatınızda bazı değişiklikler yapıp ‘toksik’ olmaktan kaçınmalısınız.
Ya da çok yakınınızda bu tipte insan olduğunu mu hissettiniz, ardınıza bakmadan hemen uzaklaşın. İnsan ilişkilerinde güçlü bağlar oluşturmak her zaman için önemli, fakat hayata karşı bazen belki de bencil olmak gerekiyor.
Bizi güçsüzleştirmeye çalışan, aşağıya çeken insanlardan yani toksik insanlardan uzak durmayı öğrenmeliyiz.
Narsistler, paranoyaklar, lider ruhlular, sabit fikirliler, hep negatif düşünenler, kıskançlar, sürekli eleştirenler, manipülatörler, kendini kahraman zannedenler, mükemmelliyetçiler... Hepsi unutmayın ki toksik insanlardır.
Çevrenizde bu tipler var ise aman dikkat! ‘Bu devirde nasıl olur da yukarda saydıklarımın hiçbirini barındırmayan bir insana rast gelebiliriz’ diye düşünebilirsiniz. O zaman kendinizden yola çıkın.
İZİN VERMEYİN
Sizde hangileri var? Kıskanç mısınız, narsist mi yoksa sabit fikirli mi?
Şahsen kendimde, mükemmelliyetçiliği, sabit fikirliliği, bir de negatif düşünme bölümlerini az biraz hissettiğimden kendimi törpüledim. Dost edineceğim ya da dostumu kaybetmeyeyim düşüncesi ile insanların sizleri aşağı çekmesine izin vermeyin.
Türk insanları olarak zaten sürekli negatif enerji üreten bir ülkede yaşıyoruz.
Bir de bu negatifi yakın markajımızdakilerden aldık mı, işte o zaman kafamıza huniyi takıp gezmemiz lazım .
(Not: Geçenlerde bir haber kanalında spiker sabah haberlerini kafasına huni takarak sundu. Kendisini hislerime tercüman olduğu için yürekten tebrik ediyorum.)