Taraftar olmak, taraf olmak... Hayatım boyunca fanatik futbol taraftarlarını anlayabilmiş değilim. Tutulan takım 11 kişilik kadrosu ile sahada top koştururken taraflar yani taraftarlar, kendilerini parçalarcasına bağırır, ağlar ya da milli piyango çıkmış gibi havalara sıçrayarak sevinir.
Halbuki sahada koşuşturan futbolcular bunların hiçbirini tanımaz. Hatta maç sonrası onlar için kendilerini helak eden taraftarlar yanlarına yanaşıp fotoğraf çektirmek istediklerinde rahatsız bile olup onlardan mümkün oldukça uzağa kaçarlar.
Bu nedenle gerek takım oyunlarında gerekse toplumsal olaylarda taraf ya da taraftar olmamaya gayret göstermişimdir.
Yaşanan olaylara bakar, kendime göre haklıyı-haksızı ayırır ve ona göre hangi yöne gideceğime karar veririm. Yani demokrat ve özgür bir vatandaş olarak hareket ederim.
Fakat Başbakan Erdoğan ısrarla bizleri taraf ya da bertaraf olmaya zorluyor. Demokrasi adına birçok açılımlar gerçekleştirmeye çalışan bir Başbakan’ın her şeyi yarım yamalak yapması akıl alır gibi değil.
Demokratik açılımlar adı altında açılmaya çalışılan her konu, AK Parti iktidarının yüzüne gözüne bulaştı. Şimdi de işadamlarına gözdağı veriliyor.
İşadamı İnan Kıraç’ın, “CHP birinci parti olacak. Bu konuda bahse bile girerim” sözlerinin medyada yer alması üzerine Başbakan’ın, “İnan Kıraç’ı bu işlerin içinde görmek istemem. Bu beni ciddi anlamda rahatsız eder ve yakıştıramam da. Ama hakikaten yazılanlar doğruysa, bu tabii geleceğe yönelik, herhalde kendisi de bazı riskleri üstlenmiş demektir” sözleri sanki göz korkutmaktan da öteye gidiyor.
Eğer yanlış anlayan bensem lütfen birileri beni aydınlatsın ya da demokrasinin sözlük açılımını bana yeniden anlatsın.
İTK’YA TEŞEKKÜR...
İzmir Özel Türk Koleji, perşembe akşamı 2011 yılı mezunları adına harika bir mezuniyet töreni düzenledi. İzmir Alsancak’ta 1950 yılında Bahattin Tatış tarafından kurulmuş olan Özel Türk Koleji’nin mezunları arasında oğlum da bulunduğundan bu duygulu ve güzel anları yaşama şansına sahip oldum.
Tek tek diplomalarını alan öğrenciler, tören sonrası keplerini havaya fırlattıklarında birçok veli gibi ben de gözyaşı seline boğulduğumdan sayın Oğuz Tatış’ı ve öğretmenleri tebrik edemedim.
Bu kadar güzel gençler yetiştirdiğiniz için teşekkürler İTK...
Keşke hayatta bir kez yaşanan bu özel günlerin kıymetini hep bilseymişiz...