Bazı söylemlere, konuşmalara vatandaş olarak kayıtsız kalmak neredeyse mümkün değil.
BDP Siirt Milletvekili Gültan Kışanak'ın partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında Fransa'da öldürülen 3 PKK'lı ile ilgili olarak, "Bütün ölümler vakitsizdir. Ancak bu üç arkadaşımıza ölüm hiç yakışmadı aşk olsun size. Bizi bırakıp gittiniz. Siz ölümsüzleştiniz. Sizi sonsuzluğa yüreğimizin en derinliklerine uğurlayacağız. Çarşamba günü akşam Amed'de olacaksınız. Halkımız sizi bağrına basacak. Perşembe günü çok görkemli bir törenle sizi ve temsil ettiğiniz değerleri saygıyla selamlayacağız. Cuma günü de Sakine'yi Dersim'de, Fidan'ı Elbistan'da ve Leyla'yı Mersin'de toprağa vereceğiz. Herkesi bu buluşmada bizimle birlikte olmaya davet ediyoruz.
"
Sözlerini duyduğum an vücudumdaki bütün kanın beynime sıçradığını hissettim.
Tahammülün de bir sınırı vardır .
Kışanak'ın sözlerini özellikle kelimesi kelimesine sizlere yeniden yazdım. Çünkü her bir cümlesi kimleri temsil ettiğinin ispatı olarak tek tek beynime kazındı.
Kendisine sormak isterim, "PKK terörü ile öldürülen binlerce Mehmetçiğimize, polisimize, masum vatandaşımıza ölüm yakıştı mı? Bu sorunun cevabını verebilir mi?"
Gültan Kışanak'ın TBMM çatısı altında yapmış olduğu bu konuşmayı diken diken olmuş bir halde dinlerken aklıma Mesnevi'nin şu güzel hikayesi geldi.
SİNEĞİN KİBRİ
Sineğin biri kendini çok önemli bir varlık olarak görürdü. Kendi kendine, "Şüphesiz ki ben bu zamanın Zümrüdüanka kuşuyum, benden daha yüce kimse olamaz" derdi.
Günlerden bir gün eşek sidiğinin içinde ki bir saman çöpüne kondu. Eşeğin sidiğini uçsuz buçaksız bir deniz, saman çöpünü gemi, kendini de kaptan sandı.
" İşte bu bir deniz, üstüne durduğum da benim mükemmel gemim. Ben de engin denizleri aşan dünyanın en büyük kaptanıyım" diye düşünerek kendi kendine gururlandı ve koltuklarını kabarttı.
Ne derler bilir misiniz?, Güneşten haberi olmayan buzun kendini bir şey zannetmesi gibi kendinden habersiz kendini bilmeyenin durumu da işte aynen böyledir.
SABIR DİLİYORUM
Bizler inanamadık. Çok ani oldu...Söyleyecek fazla şey bulamıyorum.Mehmet Ali Biran'ı kaybettik. Asıl O'na ölüm yakışmadı. Bütün Türkiye'nin ve Birand ailesinin başı olsun.