HABERTÜRK

Sükunetle olup biteni takip edelim


24 Mayıs 2011

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in kendisiyle yapılan son röportajında sarf ettiği, “Sükunetle olup biteni takip etmek lazım. Ben de onu yapıyorum zaten” cümlesi bugünkü köşe yazıma ilham kaynağı oldu.

Nedenine gelince...

Sayın Demirel ile siyaset yapmış olanlar, kendisini yakından tanıyanlar bilirler ki, Demirel asla birinci şahısla yani “Ben...” diyerek konuşmaz. Türkiye Cumhuriyeti’ne gerek Başbakan gerekse Cumhurbaşkanı olarak hizmet ettiği yıllar içinde hiçbir konuşmasında tekil şahıs kullanmamıştır.

Başbakan Erdoğan’ın son zamanlarda kendisine yönelik sözlerini değerlendirirken söylemiş olduğu; “Başbakan’ın, açıklamalarıyla nerede duracağını bilmiyorum. Sükunetle olup biteni takip etmek lazım....” sözlerini aslında bizlere de söylemekte.

Sayın Demirel’i yakından tanıyanlar, cümlelerindeki alt satırları da iyi okurlar. 9. Cumhurbaşkanımız yılların getirdiği tecrübesiyle bizlere de sükunetle beklememizi tavsiye ediyor. Ne demiş büyüklerimiz; Sabrın sonu selametmiş.

Başbakan Erdoğan acaba nerede duracak?

Bunu Sayın Demirel kadar ben de merak ediyorum.

Siyasi arena neden kirli?

Neden aklı başında iş adamları, akademisyenler, gençler ve kadınlar siyasetten uzak duruyorlar? Neden TBMM’de kadınlara yer yok? İşte bütün bu sorularımızın yanıtlarını son zamanlarda Türkiye siyasetinde yaşanan skandalların içinde bulmak mümkün.

Tertemiz duygularla, vatan-millet sevgisiyle siyasete soyunmaya kalkan gençlerimiz ve kadınlarımız kirli Bizans oyunlarının içine çekildiklerini gördükleri an arkalarına bakmadan siyasetten kaçıyorlar.

İnat edip direnenler ise, koltuk sevdalarından vazgeçmeyen eski siyasetçiler tarafından akrep kuyusuna atılıp yem oluyorlar.

Büyük balık küçük balığı yer hikayesi.

Son günlerde izlediğimiz olayların birçoğu Meclis’te kapalı kapılar ardında da yıllardır yaşanmaktayken ‘sakla samanı gelir zamanı’ misali hepsi şimdi tek tek halka açılıyorlar.

TBMM’ye gönderdiğimiz vekillerin birçoğunun suç dosyalarını defalarca gündeme getirmiştik.

Sevgili okurlar, Türkiye’de siyaset falan yok. Sadece dedikodu ve Bizans oyunları var.

İşte bizi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar...!

Ah... O dokunulmazlık zırhı yok mu...?

Lütfen unutmayalım; Sadece bir gün için mühür bizde olacak...

12 Haziran’da!