Süheyl Batum tek başına ‘Don Kişot’ misali yel değirmenlerine karşı savaş veriyor. Ergenekon sanıklarından Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan‘ın CHP’den milletvekili yapılmasını istediğini, bu fikrini Parti Meclisi’nde de savunacağını söyleyen Süheyl Batum, jestin simgesel bir değeri olduğunu da vurguluyordu
Konuyu ortaya attığı günden beri Süheyl Batum’u, CHP Genel Merkezi’nin tutumunu, yazılı ve görsel basındaki tartışmaları, gazete manşetlerini dikkatle takip ediyorum.
Bütün karşı politikalara, olumsuz tepkilere, yıldırma - yıpratma politikalarına rağmen Sayın Batum tezini savunmaya devam ediyor. Zaten kendisine yakışan da budur.
‘ERKEN ÖTEN HOROZ’ MİSALİ
Süheyl Bey’i yakından tanırım. Kendisi ile defalarca ülkemizde gelişen olaylarla ilgili sohbet etmiş, sonu gelmeyen tartışmalar yapmıştık. Öncelikle şunu belirtmek isterim; Sayın Batum siyasette yenidir. İlk kez siyasi bir partide aktif görevde bulunmaktadır. İnanılmaz düzgün, özü sözü doğru bir insandır.
Doğru bildiğini sonuna kadar savunur. Asla, gazetelerin yazdığı gibi attığı adımdan geri dönmez. Basın kendisine karşı resmen laf cambazlığı yapıyor. Bu tartışmalarda Sayın Batum’un siyasetin yabancısı olması onun en büyük dezavantajdır. Çünkü siyasi arenada bilmediği bir şey var ki o da; ‘Siyasette erken öten horozun kellesini koparırlar.’
Bu açıklamayı bana kalırsa tecrübesizliğinden ötürü son derece zamansız yaptı. Halbuki 12 Haziran’a az bir zaman kala, yani son dakikada bu olayı basınla paylaşması gerekirdi. Olaya ne yazık ki tersten girdi.
Önce parti meclisinde sessizce olayı çözecek ardından adaylık başvurularının bitiş tarihine yakın bombayı patlatacaktı. Böylece hem parti içi dönüşü olmayan konuşmalara sebebiyet vermeyecek, kendini ve ortaya koyduğu savı tartışılır hale getirmeyecek, hem de Balbay ve Özkan’ın umut kırıntılarının hunharca yok edilmesine izin vermeyecekti.
ŞEYTANLARI UYANDIRDI
Şimdi ‘erken öten horoz’ misali hem onların milletvekili adaylıklarını tehlikeye attı, hem de muhalifleri ve şeytanları erkenden uyandırdı.
CHP İzmir milletvekillerinden ve parti yöneticilerinden Sayın Batum’a sonuna kadar destek olmalarını rica ediyorum.
Çünkü Batum’un savunduğu bu konu bana kalırsa İzmir’in bugüne kadar direndiği birçok olayın da anahtarı sayılır.