HABERTÜRK

Spiegel Dergisi'nde bir ilk


11 Temmuz 2013

Dün sizlere 24 Haziran 2013 tarihli Spiegel dergisinde yayınlanmış olan “Beyaz Türkler, Siyah Türkler” başlıklı makaleden kısa bir bölümünü aktarmıştım. Bugün de aynı makaleden bazı paragraf başlarına devam edeceğim. Ama önce sizlere yayın hayatında ilk kez hem Türkçe ve hem de Almanca yayınlanan Spiegel dergisinin aşağıdaki açıklamasını hatırlatayım.

“İlk kez Spiegel’in bir kapak konusu aynı zamanda Türkçe yayınlanıyor. Üç milyona yakın Türkiye kökenli Almanyalı’nın Almanca bilgisinden kuşku duyduğumuz için değil, bir sinyal verebilmek için. Çünkü Türkiye’de olup bitenler herkesi ilgilendiriyor (Almanları, Türkleri, Avrupalılıarı)

Şimdi gelelim Spiegel’de Gezi olaylarının ve Türkiye’nin içinden geçtiği sürecin nasıl değerlendirildiğine... Hem de Türkçe olarak.

İşte “O” makaleden bazı satır başları;

*Gezi olaylarında ki her iki tarafta, Türklerin çoğunluğu adına konuştuklarını iddia ediyorlar. Bu mümkün, çünkü bugünün Türkiye’si, Atatürk’ün çöken Osmanlı İmparatorluğu’nun harabeleri altında karşılaştığı geri kalmış asker ve çiftçi devletinden çok daha karmaşık bir oluşum.

*Erdoğan’ın Avrupa yanlısı ezici bir çoğunluğun da desteğini alan birinci görev döneminde, çoğulcu bir demokrasinin geliştiği izlenimi doğmuştu. 2005 yılında Avrupa Birliği, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini başlattı. Geçtiğimiz hafta yaşanan olaylar, o yılların iyimserliğinin yersiz olduğunu ortaya koydu. Yaşanan olaylar, Türkiye’de siyasal çelişkilerin, ekonomik yükselişin gölgesinde keskinleştiğini, dilsizleşmenin arttığını ve Türk toplumunu ayrıştıran uçurumun sanıldığından çok daha derin olduğunu gösteriyor.

*Başbakan, on yıl önce Türkiye’yi köklü olarak değiştirmiş olan o yetenekli siyasetçi değil artık. Siyasi tutukluluğunun ardından 1999’da cezaevinden çıkan akıllı taktikçi, karşıtlarını önce tartan, sonra kendinden emin bir tavırla onlara hadlerini bildiren Makyavelist değil.

Erdoğan’ın direniş hareketinin taraflarına sarf ettiği sert sözler karşısında Ankara’da bir meclis muhabiri hayretler içinde: “En son askeri diktatörlük döneminde böyle konuşuluyordu” diyerek böyle bir üslupla çoktandır karşılaşmadıklarını söylemiş.

Sevgili okurlar makalede daha nice görüşler yer almakta. Bunları ben değil, o değil, sizler değil ... yabancı analizciler söylemekteler. Bizler, deve kuşu olduğumuzu zannede duralım...