Söz konusu ‘ana’nın toprağa verilmesi ise gözyaşları ne Cumhurbaşkanı ne Başbakan ne de Bakan dinler. ‘O gün’ geldiğinde herkes ana kuzusu, sıradan bir insandır artık. Unutulmuş olan çocukluk günleri ile ana kucağındaki sorunsuz ve sorumsuz günler, gözyaşları içinde film şeridi olmuştur.
Yeri geldiğinde kendisine kızıp eleştirsem de anasını kaybettiği gün her Türk vatandaşı gibi Sayın Başbakan’ın yanında olmayı vazife bilirim.
Ailesine sabır dilemekten başka yapabileceğim bir şey olmasa da Başbakanımıza bir Aşık Veysel şiiri hediye edebilirim:
Ben yürürdüm anam bakar gülerdi
Huysuzluk edersem kalkar döverdi
Hemen kucaklayıp okşar severdi
Çirkin huylarımı soyuttu anam
Çocuğudum, anam bana ders verdi
Okumamı, çalışmamı öngördü
Milletine bağlı ol da dur derdi
Vatan sevgisini giyitti anam
Tükenmez borcum var anama benim
Onun varlığından oldu bedenim
Kimi köylü kızı, kimisi hanım
Ta ezel tarihte kayıtlı anam
Veysel der kopar mı analar bağı
Analar doğurmuş ağayı, beyi
İşte budur sözlerimin gerçeği
Okuttu, öğretti, büyüttü anam
AŞIK VEYSEL