HABERTÜRK

Sosyal medyaya dokunulabilir mi?


08 Ocak 2014

22. ve 23. dönem CHP milletvekili Osman Coşkunoğlu özellikle araştırmaları konusunda son derece takdir ettiğim bir siyasetçimizdir. Sık sık gözden kaçması muhtemel konularda beni uyarır ve bilgilendirir. Gündemin tamamen farklı olduğu şu günlerde hepimizin göz ardı edeceği yeni bir kanun tasarısı ile ilgili olarak kendi hazırladığı basın bildirisini gönderdi. Kelimesine dokunmadan bu basın bildirisini sizlerle paylaşmak istedim.

7 Ocak 2014 tarihli basın bülteni:

“Başbakan Erdoğan sosyal ağları önce “en büyük başbelası” ilan etti. Fakat, bir süre sonra “güzel şeyler oluyor” demeye başladı. Bunun iki nedeni vardı.

Birincisi, AKP’nin kurduğu 6 bin kişilik maaşlı kadronun internette toplumu manipüle edebileceğini sandı.

İkincisi, interneti kontrol altına almayı hedefleyen kanun çıkarmaya hazırlanıyordu.

ZAMANLAMAYA DİKKAT!

Böyle bir kanun tasarısı bugün TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlıyor. Hem zamanlaması hem de TBMM’ye sunulma süreci, sinsi ve aceleci bir yaklaşım sergiliyor. Önce bir AKP milletvekilinin kanun teklifi olarak, ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla hiç tartışılmadan, aniden TBMM’ye geldi. Bütçe görüşmeleri biter bitmez hemen gündeme alınıp hızla komisyona gönderildi. Sonra, kanun teklifi bir anda hükümetin kanun tasarısı oldu ve internetle ilgili çok teknik maddeler, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri” ile ilgili bir torba kanun tasarısı içine yerleştirildi.

Acele yanında zamanlama da dikkat çekici. Gündem yolsuzluk, yargı, paralel devlet konularıyla sarsılırken, bu gürültünün arkasına saklanarak, interneti hükümet kontrolü altına sokabilecek bir kanun, kamu oyunun dikkatinden kaçırılarak hemen, seçimlerden önce çıkarılmak isteniyor.

Zaten internet üzerinde gereksiz bir baskı oluşturan ve problemli olduğu kabul edilen 5651 sayılı kanunda değişiklikleri içeren gündemdeki kanun tasarısı, sanal dünyaya yeni bir darbe daha vuruyor.

ÜÇ KONU ÇOK SAKINCALI

Teknik ayrıntılara girmeden tasarının olumsuz yönlerini ve sakıncalarını üç konu altında özetleyebiliriz.

1. Alan adı tabanlı bir erişim engellemesi yerine URL tabanlı anahtar kelime engelleme sistemi getiriliyor ve internetten erişimi keyfi olabilecek şekilde sınırlamak kolaylaştırılıyor. Örneğin,  sakıncalı bulunan bir video, YouTube’u engelleyip tepki çekmek yerine sadece videonun kendisi erişilemez olabilecek.

2. Her bireyin internetteki tüm günlük faaliyetleri kayda alınacak ve en az 1 en çok 2 yıl saklanacak. Kişisel Verileri Koruma Kanun Tasarısı yıllardır hazır beklediği halde, yurtiçinden ve AB’den gelen tüm baskılara karşın tasarıyı TBMM’ye getirmeyen hükümet, fişlemeyi kolaylaştıracak böyle bir veri toplamayı kanun zoruyla yaptırmak istiyor.

3. İnternet erişimi sağlayıcılarının üye olmaya zorunlu oldukları, hükümet güdümünde bir birlik kuruluyor. .

DÜNYADA 55. SIRADAYIZ

Ülkemiz bilgi teknolojileri konusunda dünyada çok gerilerde yer alıyor:

Birleşmiş Milletler’in Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’ne göre dünyada 55. sırada, Dünya Ekonomik Forumu’na göre 45. sıradayız.

Günlük yaşamını olmazsa olmazı haline gelen internetin geliştirilmesi ülkemizin öncelikli konusu olmalı iken, yeni yasaklara, fişlemelere ve sansürlere kapı açacak olan bir kanunla karşı karşıya kalması....

Bu devirde olacak şey mi?