Alışkanlıklarımızın değiştiği ve bilgi tüketiminin olanca hızıyla gerçekleştiği günümüzde en çok kullandığımız kelimelerden biri olan "Sosyal medya" nın bir gün baş belası olacağı aklınıza gelir miydi?
Herkesin kendine göre yorumladığı ve bir anlam kattığı sosyal medya, genel anlamı ile hayatımızı kolaylaştıran ve hızlandıran öğelerden biri haline geldi.
Mesajlarımızı gün içinde ki sohbetlerimizi bile oradan yapar, kaybettiğimiz dostlarımızı, arkadaşlarımızı sosyal medya aracılığı ile bulur olduk.
Sosyal medya kısaca hızlı paylaşımı, iletişimi sağlayan digital bir platform.
Bir çok insanın mobil ve online olduğu digital çağ da paylaşım ve iletişim sınırı olmadan özgür ve özgün tartışma zemini yaratan Sosyal medya, bireyselliğin dışında marka tanıtımları ve iş dünyası açısından da önemli bir zemin haline geldi.
Sosyal Medya‘nın, gazete, Tv ve diğer basılı mecralardan en büyük farkı eş zamanlı bilgi paylaşımı sağlaması ve kullanıcı odaklı olmasıdır. Bu bağlamda bir sınırlama olmaksızın herkesin söz hakkı vardır.
Gezi Parkı olaylarının günah keçisi ilan edilen Sosyal Medya‘nın Twitter ve Facebook kullanıcıları son günlerde şaşkınlık içerisindeler. Çünkü iktidar partis , yazılı ve görsel basınla uğraşmayı bırakarak şimdi de kafayı onlara takmış durumdalar. Twitter ve Facebook hesaplarından kimler hükümet aleyhine yazı yazmışlar veya paylaşmışlarsa tek tek belgeleneceklermiş.
Ne Twiitter'ın ne de Facebook'un CEO'ları Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin "cadı avı " girişimlerine sıcak bakmayınca Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, "Türkiye Cumhuriyeti'ni tanımazlarsa, 76 milyon da bunlara Osmanlı tokadını çakar" demiş.
İyi de, Eğer ben bu 76 milyonun içindeysem (ki içindeyim) kimseye, hele böyle bir konuda Osmanlı tokadı çakmak istemiyorum.
Çünkü Milenyum çağındayız.Çünkü digital çağdayız.
Bütün dünyanın kullandığı Sosyal Medya bizlere biraz olsun bazı zeminlerde özgürlük sağlamaktaysa, hızlı paylaşıma düşünce dağılımına imkan vermişse neden faydalanmayalım?
Yoksa bizim ülkemizde özgürlük veya demorasi yok mu?
Lütfen benim adıma kimse kimseye Osmanlı tokadı falan atmaya kalmasın.
En azından buna hakkım olsun!
Herkesin kendine göre yorumladığı ve bir anlam kattığı sosyal medya, genel anlamı ile hayatımızı kolaylaştıran ve hızlandıran öğelerden biri haline geldi.
Mesajlarımızı gün içinde ki sohbetlerimizi bile oradan yapar, kaybettiğimiz dostlarımızı, arkadaşlarımızı sosyal medya aracılığı ile bulur olduk.
Sosyal medya kısaca hızlı paylaşımı, iletişimi sağlayan digital bir platform.
Bir çok insanın mobil ve online olduğu digital çağ da paylaşım ve iletişim sınırı olmadan özgür ve özgün tartışma zemini yaratan Sosyal medya, bireyselliğin dışında marka tanıtımları ve iş dünyası açısından da önemli bir zemin haline geldi.
Sosyal Medya‘nın, gazete, Tv ve diğer basılı mecralardan en büyük farkı eş zamanlı bilgi paylaşımı sağlaması ve kullanıcı odaklı olmasıdır. Bu bağlamda bir sınırlama olmaksızın herkesin söz hakkı vardır.
Gezi Parkı olaylarının günah keçisi ilan edilen Sosyal Medya‘nın Twitter ve Facebook kullanıcıları son günlerde şaşkınlık içerisindeler. Çünkü iktidar partis , yazılı ve görsel basınla uğraşmayı bırakarak şimdi de kafayı onlara takmış durumdalar. Twitter ve Facebook hesaplarından kimler hükümet aleyhine yazı yazmışlar veya paylaşmışlarsa tek tek belgeleneceklermiş.
Ne Twiitter'ın ne de Facebook'un CEO'ları Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin "cadı avı " girişimlerine sıcak bakmayınca Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, "Türkiye Cumhuriyeti'ni tanımazlarsa, 76 milyon da bunlara Osmanlı tokadını çakar" demiş.
İyi de, Eğer ben bu 76 milyonun içindeysem (ki içindeyim) kimseye, hele böyle bir konuda Osmanlı tokadı çakmak istemiyorum.
Çünkü Milenyum çağındayız.Çünkü digital çağdayız.
Bütün dünyanın kullandığı Sosyal Medya bizlere biraz olsun bazı zeminlerde özgürlük sağlamaktaysa, hızlı paylaşıma düşünce dağılımına imkan vermişse neden faydalanmayalım?
Yoksa bizim ülkemizde özgürlük veya demorasi yok mu?
Lütfen benim adıma kimse kimseye Osmanlı tokadı falan atmaya kalmasın.
En azından buna hakkım olsun!