HABERTÜRK

Sonunda İzmir konuşuyor...!


29 Kasım 2011

Sanırım İzmir ve İzmirliler olarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun özgeçmişine ara ara bakmalıyız. Kocaoğlu dendiğinde ilk aklımızda kalan rahmetli Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’nın ani ölümü ile CHP İzmir teşkilatının Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki üye çoğunluğu sayesinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na getirilmiş olması ve 29 Mart 2009 Yerel Seçimleri için tekrar CHP tarafından aday gösterilerek yüzde 54.99 oranında oy (1 milyon 133 bin 22 oy) alarak 5 yıllığına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesidir.

En yakın rakibi olan AK Parti adayı Taha Aksoy ise yüzde 31.10 oranında oy (640 bin 737 oy) alabilmişti. Böylece Başkan Kocaoğlu, Ahmet Piriştina’nın ölümü sonrası devraldığı Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini, 2009 yerel seçimi sonrası bileğinin hakkı ile ilk kez kazanmış oldu. Fakat Başkan Kocaoğlu hakkında bilmemiz gereken başka şeyler de var; eğitimi, şahsi kimliği, yaşamı, karakteri vs... Başkan Kocaoğlu, 1973 yılında Ege Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun olmuş. 1974’te İstanbul Üniversitesi’nden İşletme dalında yüksek lisans derecesi alan Kocaoğlu, 1975-1978 yılları arasına bir kamu kuruluşunda muhasebe uzmanı olarak çalışmış. 1978-1979 yılları arasında özel sektörde yöneticilik yaptıktan sonra 1979 yılında kendi işini kurmuş.

Ortak bir girişimle 1986 yılında toprak sanayi dalında çalışmaya başlamışken Seçkin Ticaret adında Beyaz Eşya Bayisi işletmeye başlamış.

Gelelim siyasi özgeçmişine... Kocaoğlu, siyasi yaşamına CHP Gençlik Kolları’nda başlamış. SODEP kurulduğunda partiye üye olmuş. 2001-2003 döneminde CHP Bornova İlçe Başkan Yardımcılığı yapan Kocaoğlu, 28 Mart 2004 seçiminde CHP’den Bornova Belediye Başkanı seçilir.

Gerisi hepimizin kamuoyundan bildiği gibi... Özel yaşamına gelince... Kocaoğlu, Dr. Türkegül Hanım ile evli olup iki erkek evlat sahibidir. Türkegül Hanım 1975 yılında, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları dalında uzmanlık öğrenimine devam ederken Aziz Kocaoğlu ile evlenmiş.

Şimdi bütün bunları neden yazma gereği duyduğuma gelince... (Çünkü bu bilgilere Google’dan da rahatça ulaşmanız mümkün.) Siyasete vakit ayıramayan ya da ilgilenmeyen fakat oy kullanan İzmir halkının yüzde kaçı sizce belediye başkanlarının eğitimine, hayatına bakma gereksinimi duymuştur? Başkan Kocaoğlu’nun eşini veya çocuklarını sokakta görseniz tanır mıydınız?

Son soru: Kocaoğlu gibi sakin, efendi, mütavazı yaşayan ve de az konuşan bir kişi, 7.5 seneden sonra ilk kez meydanlarda “Artık susmak yok!”, “Asacağım kendimi nam olsun diye” şeklinde avazı çıktığı kadar bağırmaya başlamışsa... Sizce delirmiş midir yoksa 7.5 senede delirtilmiş midir?