HABERTÜRK

Sonunda ikinci olduk...


11 Aralık 2014

OECD’nin (İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı) Salı günü açıklanan raporuna göre sonunda bir konuda ikinci olmayı başardık.

Ama ne yazık ki baştan değil, sondan ikinci olduk.

Raporun adı “Gelir eşitsizliği ekonomik büyümeye zarar verir mi?”

BBC Türkçe’nin haberine göre;

Ülkelerin *gini katsayısı gelişimini inceleyen raporda (*Gini katsayısı bir ülkede yaratılan ekonomik değerin nüfusa ne derece eşit paylaştırıldığını ölçmek için kullanılan bir ekonomik gösterge olarak kabul ediliyor), Türkiye’nin 0.41 ile Meksika’nın ardından en yüksek -yani en kötü ikinci orana sahip olduğu belirlenmiş.

Gelir eşitsizliğinin ekonomik büyümeye de zarar verdiği savunulan raporda kullanılan tablolar, 1985-2010 yılları arasında Türkiye’nin büyümesinin yüzde 4.6’sını gelir adaletsizliği nedeniyle kaybettiğini göstermekteymiş.

Dikkat edin halkın bas bas bağırdığı “gelir adaletsizliği” bizlere bakın meğer neler              kaybettiriyormuş.

Allah’tan ara sırada bu tarz ekonomik raporların sonucu bizlere ulaşıyor da yaşadığımız gerçeklere, çektiğimiz sıkıntılara bütün dünyanın şahit olduğunu anlamış oluyoruz.

Aksi halde sadece bizleri yönetenleri dinlersek, kendimizi tamamen bambaşka bir boyutta hatta o kadar ki neredeyse erişilmezlik mertebesinde görmeye başlayacağız.

 

TÜRK ERKEKLERİ

Salı günü gazetemizde yayınlanan Meryem Uzerli’nin röportajını dikkatle satır satır okudum. Uzerli, “Bir kişi gittim, iki kişi döndüm” diyerek konuşmasına çok güzel bir giriş yapmış. Tükenmişlik sendromu nedeniyle ülkeyi terk edip arkasına bakmadan Almanya’ya ailesinin yanına gittiğinde de hakkındaki olumlu düşüncelerimi sizlerle paylaşmıştım.

”Tükenmişlik sendromu” kavramı Uzerli sayesinde lugatımıza girmiş olsa da oldukça yaygın olan psikiyatrik bir hastalık.

Uzerli’yi Türkiye’nin ağır çalışma şartları ile çocuğunun babasının olumsuzlukları tüketmiş.

Ardından “Aynı şartlarda çalıyoruz, biz neden tükenmedik?” diyen dizi oyuncularımıza söyleyecek bir çift lafım var; “Demek ki sizler Uzerli kadar hassas ve naif değilsiniz. Ve hiçbir erkek sizleri yeterince tüketmemiş.”

Annesi Uzerli’yi şöyle uyarmış; “Türk erkeklerine dikkat et.” Uzerli Türkiye’ye iki kişi dönünce söylemiş.

Biraz geç olmuş. Ama belli ki Uzerli’nin orada geçirdiği zamanlar da oldukça güç olmuş.

Ana yüreği işte...