HABERTÜRK

Sevdiğim haberler


25 Aralık 2014

Sizlere de olur mu? Bazı haberleri okurken bazen resmen göbeğimi zevkten kaşıyasım geliyor.

Örneğin, dün okuduğum şu haberler inanın beni kahkahalarla güldürdü.

Neden mi? Çünkü bu sene Erasmus’a gitme planları yapan oğlum için hazırlıklarımızı sürdürürken bir sabah uyandık ve gazeteler de ‘anormal’ denecek bir haber ile karşılaştık. (O tarihte konu hakkında ki düşüncelerimi sizlerle paylaşmıştım)

Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan 28 Eylül’de yayınlanan yazısında Erasmus programına katılan üniversitelileri, ”Cinsellik peşinde koşturan ‘ahmaklar sürüsü” olarak nitelendiriyor, bununla da yetinmeyerek “Erasmus’a bazı Avrupalı öğrenciler Orgasmus adını verirler” diyecek kadar da ileri gidiyordu.

Erasmus’u hedef almasının dışında Yusuf Kaplan daha da çoşmuş ve yazısında , Boğaziçi, ODTÜ ve Bilkent’in yıkılması gerektiğini yazmıştı. (İngiltere merkezli Quacquarelli Symonds kuruluşu, 2013 yılı için “Dünyanın en iyi 800 Üniversitesi” listesini 10 Eylül’de açıkladı. Listeye Türkiye’den en yüksek dereceyle giren üniversite ODTÜ oldu. Boğaziçi ve Bilkent üniversitelerinin dünya çapında ki eğitim düzeylerini herhalde burada tartışmaya gerek bile yok)

Şimdi gelelim okuduğum bomba habere;

Meğer Yusuf Kaplan’ın kızı (İleri Haber’in haberine göre) babasının sözlerinin aksine Boğaziçi Üniversitesi’nde okumuş ve Erasmus programıyla Paris ‘de Sorbonne Üniversitesi’nde öğrenimine devam etmiş.

Ne çarpıcı değil mi?

İşte diğer bir seçme bir haber de “Çalışan kadın yuvasını dağıtıyor” diyen Ömer Tuğrul İnançer’den.

Meğer İnançer’in kızı da bir şirkette üst düzey yönetici olarak çalışmaktaymış.

Merakımı mazur görürlerse hem Sayın İnançer’e, hem de Yusuf Kaplan’a şu soruları sormak istiyorum;

“Sayın İnançer, kızınız size rağmen neden çalışıyor? Çalıştığı halde aile kurabildi mi? Kurabildiyse ailesine ne oldu?”

“Sayın Kaplan, kızınız Erasmus programı için Sorbonne’da okurken acaba hep cinsellik peşinde mi koştu? Peki siz o dönemde kızınıza ne yaptınız?“

Tabi ki İnançer’in kızı gibi Kaplan’ın kızı da babalarının bu görüşlerine (her normal ve çağdaş genç gibi) karşı çıkmaktalarmış.