Sevgili okurlar... Şunun şurasında pazar gününe sadece iki gün kaldı. 2011 genel seçimlerinden sizce aklımızda neler kalacak?
Ben kendi adıma cevap vereyim. Öncelikle iki liderin meydanlardan televizyon ekranlarına taşan ağız dalaşı, Başbakan Erdoğan’ın neredeyse her cümlesinin başına Kemal Kılıçdaroğlu’nun adını eklemesi ve de MHP’nin kaset skandalına maruz bırakılması. Kılıçdaroğlu’na göre “Başbakan’ın ezberinin” sayesinde bozulmuş olması...
Başka?
Aklımda kayda değer pek bir şey yok çünkü biri 5 verirken diğeri, ‘Ben 5 değil 8 veriyorum’ dedi.
Biri işsizliğe çözüm sunarken diğeri, ‘Yok öyle bir şey’ dedi.
Bir de birkaç çılgın proje var.
İstanbul’un çılgın projesi o kadar çılgın ki gerçekleşmesi neredeyse imkansız olduğundan aklımda tutabilmek adına beynimi yormak istemedim.
İzmir’in 35 projesine gelince akılda kalacak gibi değil. Çünkü birçoğu ya zaten çoktan yapılmış ya da çok önceden yapılmaları planlanmış projeler.
Sevgili okurlar... Seçimlere iki gün kala kafanızı karıştırmak istemem ama unutmayın ki mühür sadece bir tek gün için bizde. Yani saltanatımız pazar günü akşam saat 17.00’de sandıklar kapanana kadar...
Sonra mı?
Sonra olacaklara Başbakanımızın sık sık dediği gibi ‘hazırlıklı’ olmalıyız.
Örneğin seçim telaşı yaşanan şu günlerde, satır aralarına sıkışan ve daha sonra ne olduğunu bizler tam anlayamadan gece yarısı çıkacak olan kanunlarla bizlere dayatılacak olan yeni yeni yaptırımlar...
Bunlardan sizlere birkaç örnek vereyim:
Seçimlerden sonra 18 Haziran’da LYS sınavı var. YGS mağduru 1 milyon 700 bin üniversite adayı, meslek seçimleri için sınavlara girecek.
18 Haziran’da başlayacak olan LYS sınavı 26 Haziran’a kadar sürecek. Çünkü sınavlar branşlara göre farklı günlerde yapılacak.
Gençler arasında şöyle bir espri geçiyor: “Şifreleri karıştırmasınlar diye herhalde her güne bir sınav koydular.”
1 milyon 700 bin üniversite adayı, devletin yetkili makamlarına inançsız ve güvensiz.
Onları rahatlama adına önümüzdeki yıl YGS’nin kalkacağı, yerine Olgunluk Sınavı‘nın geleceği, sonra LYS’nin yapılacağı açıklandı.
Yani top Milli Eğitim Bakanlığı’na atıldı. Bu arada sizlere şunu hatırlatmak isterim: Olgunluk Sınavları, Osmanlı döneminde ilk kez Mektebi Sultani’de (Galatasaray Lisesi), 1869’da uygulanmaya başlandı. 1955’te Olgunluk Sınavı yerine, lise bitirme sınavları getirildi. 1974’te ise ÖSYM’nin kurulmasından itibaren kaldırıldı.
Yani 37 sene önceye geri dönüyoruz. Ama bir fark daha var; o da ‘Randevu Sistemi’... O konuyu da yarın anlatacağım. Seçime bir gün kala...