HABERTÜRK

Seçime bir gün LYS’ye bir hafta


11 Haziran 2011

Dün sizlerle en çok tartışılan konu YGS’nin kaldırılmasının ardından gelecek olan sistemi anlatmaya çalıştım. Seçim telaşından, gözümüzden kaçan önemli noktalar var. Çünkü bizlere hep duymak istediklerimiz söylendiğinden, konunun alt satırlarını hep atlıyoruz.

Bu ülke, 1974’ten beri üniversite sınavını sevmiyor. Sevmeyecek de... Sakıncaları, skandalları artık o kadar çoğaldı ki, sonunda bu yıl kaldırılacağı, yerine ‘Olgunluk Sınavı’ geleceği açıklandı. Sonra da başarılı olanların LYS’ye gireceği. Ama satır arasında atlanan bir nokta var.

Olgunluk sınavını MEB yapacak, YÖK ise sadece LYS’yi. İşte bu noktadan sonra işler yine bildik hale geliyor. Çünkü “randevulu sistem” adı altında bir uygulama koymayı düşünüyorlar.

İlerleyen zamanda öğrencileri yine aynı gün sınav yapmayıp randevu sistemiyle sınav yapacaklarmış. Yani isme göre soru kitapçığı gitti, yerine ‘randevulu sistem’ geliyor. Kimin, hangi gün, nerede, ne zaman olacağı yine YÖK tarafından bilinecek.

Arap Hasan, Hasan Arap...

Seçime bir gün kala uyandım mı ne..?

YİNE YENİ YENİDEN...

Yarın büyük gün... Mühürün bizde olduğu tek gün. Seçim çalışmalarının başladığı ilk günden bugüne dek bütün köşe yazarlarımızı takip ediyorum. Cesaretle muhalefet yazanlar, düşüncelerini dile getirenler aynı tempoyla devam ettiler. Başbakanımızı kızdırdılar.

Erdoğan sonuçlardan o kadar emin ki, kadın olmasına rağmen köşe yazarlarının bazılarını çok ağır bir üslupla eleştirdi. Fikirlerini açıklayan iş adamlarına seçim sonrası için göz dağı verdi. Düşüncesini yazan ‘Economist’ dergisine demediğini bırakmadı.

Peki ya kendileri neler söylemekteler; ‘Ne mutlu Türküm’ diyebiliyorlar mı?

Yoksa içimi çok yakan Kazlıçeşme mitingindeki Başbakan’ın söylemleri, yine yeniden ve sürpriz yeniliklerle bizleri altüst etmeye devam mı edecek?

Kazlıçeşme mitinginin açılış konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan büyük devlet adamlarımızı şu şekilde saydı: “Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak, Adnan Menderes ve ismini sayamadığım nicesiyle birlikte Allah’ın rahmeti üzerlerine olsun diyorum.”

Başbakan devlet büyüklerimizi sayarken Mustafa Kemal Atatürk’ü unutmuş olabilir mi? Bu soruyu birkaç gün önce de sordum. Yanıt alamadım. İçim acıdı. Bu gerçek bir kez daha kalbimi yaktı geçti. Sahi unutmuş olabilir mi?

Salı günü, mutlu bir Türkiye ile buluşmak üzere...