Biliyorsunuz ki evdeki hesap çarşıya uymadığından, Mustafa Sarıgül sık sık parti kurma faslını hep bir ileri tarihe attı.
Geçmişe kısaca bir göz atalım;
Önce partinin geçen yıl yaz aylarında kurulacağı açıklanmış, sonra da sonbahara ertelenmişti. Ardından kasım ayı dendi... Kasım ayına gelindiğinde, “Yeni yıldan önce, mutlaka” lafları kulaktan kulağa gezinmeye başladı.
2010 yılı geldi çattı...
Şubat dendi, olmadı...
Bu arada Yaşar Nuri Öztürk’ün partisi HYP (Halkın Yükselişi Partisi), Mustafa Sarıgül’e destek verdiklerini açıklayarak TDH hareketine katıldılar.
Ardından, TDH’nın partileşmesi için nisan ayına randevu verildi. Nisan ayında ise 12 Haziran denildi.
Bu süreç zarfında Sayın Sarıgül ile bir vesile ile bir araya gelmiş, partileşme konusu hakkında kararlı olup olmadığını sormuştum. Bu konuşmanın olduğu dönemde Kılıçdaroğlu olayı henüz patlak vermemişti.
Sarıgül soruma; “Kesinlikle 12 Haziran’da, 81 il teşkilatı ve 30 bin kişiyle birlikte Esenboğa Havaalanı’ndan Ankara kent merkezindeki İçişleri Bakanlığı’na kadar yürüyeceğiz” şeklinde yanıt vermişti.
İşte tam bu esnada Cumhuriyet Halk Partisi bir kaset skandalıyla alt üst oldu.
Ve 15 gün içinde CHP’de bütün dengeler değişti.
CHP kanadındaki bu köklü değişim karşısında, TDH üst yönetimine Kılıçdaroğlu ile ilgili olumlu sinyaller gelmeye başladı.
Asıl önemlisi, özellikle de ulusal basının gözünden kaçan çöküş TDH’nın İzmir ayağının çöküşü idi. Mustafa Sarıgül’ün İzmir’deki en büyük dayanağı Hüseyin Aslan ve arkadaşları istifa ettiler. Bahane olarak İl Başkanı Nihat Demirkol’un istifası gösterilse de, ben işin aslını biliyorum. Çünkü Demirkol’un istifasının ardından Hüseyin Aslan’la görüşmüştüm. Dostluk çerçevesinde geçen bu görüşmemizde yazılmamak kaydı ile söylediği şeyleri bugün burada yine dile getirmiyorum. Fakat daha o zaman Aslan istifa edeceğini bana söylemişti. Yani o dönemde Kılıçdaroğlu olayı henüz patlak vermemişti.
TDH’daki teklemeler CHP’deki Genel Başkan değişiminden çok önce başlamıştı. Ardından da “Baykalsız CHP özlemi” gerçekleşince, çözülmeler devam etti.
Peki, şimdi şu soruyu sormak istiyorum: Sarıgül, genel başkanı olmayacağı bir partiyi hala neden kurmakta direniyor?
TDH’da halk Mustafa Sarıgül’ün liderliğinde kurulacak olan bir oluşumun içine girdiklerini sanarak, vakit ve nakitlerini harcamışlardı.
Fehmi Işıklar’ın genel başkan olacağı TDH’nin bu seçimlerde şansı nedir? TDH’nın CHP’den almayı düşündüğü oylar kimin aleyhine, kimin lehine olacak?