Belgrad Ormanı, Manyas Gölü gibi milli parkların imara açılmasına olanak sağlayacak ve bu nedenle 113 sivil toplum örgütünün büyük tepki gösterdiği Tabiat Kanun Tasarısı, tüm itirazlara rağmen Meclis Genel Kurulu gündeminde...
Tabiat Kanun Tasarısı’na karşı bir araya gelen STK’larca oluşturulan “Tabiat Kanunu İzleme Girişimi” halbuki defalarca uyarıda bulunmamış mıydı?
Tasarıyla ilgili eleştiriler sadece ülke içinden gelmedi.
Sivil toplum kuruluşlarının eleştirilerinin benzeri, AB tarafından da ifade edildi.
Avrupa Komisyonu’nun 9 Kasım 2010 tarihinde yayınladığı Türkiye İlerleme Raporu’nda söz konusu Tasarı, ‘endişe yaratan’ bir düzenleme olarak yer almıştı. Ancak tasarı aynı maddelerle Meclis Komisyonu’ndan geçti.
Yani “biz ne dersek o olur” anlayışı burada da varlığını südürmeye devam ediyor.
Zaten bugün gelinen noktanın, “yeter artık” diyerek halkın sokaklara dökülmesinin gerekçesi de bütün bu dayatmalar değil mi?
Bizler var olmanın dayanılmaz hafifliğini üzerimizden atıp, silkinip, kendimize gelene kadar üzerimizden halbuki ne tasarılar geldi geçti.
Hepsi de bizleri ezerek geçti.
Ne değişti?
Hep beraber izleyip göreceğiz...
ÜSTÜN KAMU YARARI
Birkaç ağaç yerine şimdi de orman...
Tasarının bu haliyle yasalaşması durumunda ormanların, sulak alanların ve kıyıların ‘üstün kamu yararı’ gerekçesiyle kurban edileceği belirtiliyor. Tasarıda yer alan düzenlemelerle, Belgrad Ormanı içine rezidans kurulması, Manyas Gölü Kuş Cenneti’nin havaalanına dönüştürülmesi gibi, halen yasal olarak imkansız görünen adımların atılması mümkün olabilecekmiş.
Yani bir yerde Ali Ağaoğlu’nun Fatih Ormanı’nda at üzerinde gezdiği ve tepki gördüğü reklam filmi (Maslak 1453 projesi) gerçek olacak.
NE UĞRUNA?
Kanun tasarısı yasalaşırsa Küre Dağları, Dilek Yarımadası, Çıralı, İğneada, Tuz Gölü, Fırtına Vadisi, Gediz Deltası gibi bir çok alan yok edilerek farklı amaçlar için kullanılacaklar.
Hem de doğayı katlederek...
Ne uğruna? Gezi Parkı’ndaki birkaç ağaç yerine binlerce ağaçı katletmek uğruna... Ama unutmayın ki doğa ananın intikamı çok acı oluyor sonra...