HABERTÜRK

Parlamenter sistem tıkandı mı?


11 Şubat 2011

Sevgili okurlar, bu hafta gördüğünüz gibi bizlere empoze edilmeye çalışılan ‘başkanlık’ sistemi tartışmalarına kafayı takmış bulunmaktayım. Çünkü artık öğrendim ki, bir konu bizlere yavaş yavaş sunulmaya, gündemimizi meşgul etmeye başlamışsa eninde sonunda hükümet tarafından bir şekilde bizlere yutturulacak.

Ama çiğ çiğ ama pişirilerek...

Eninde sonunda bunu bir şekilde yutacak ve mecburen de hazmedeceğiz. Daha önce yaşadığımız örneklerde olduğu gibi.

Ne demişler; bazı şeyler yaşandıkça öğrenilir. AK Parti iktidarının bizi yönetmeye başladığı ilk günlerden günümüze kadar geçen yıllarda o kadar çok şey yaşadık ve öğrendik ki...

BAŞKANLIK SİSTEMİ

Aslında önemli olan yaşanan olaylardan ders almak. Sırf bu nedenle ben de elimden geleni yapmaya çalışıyor, okusun veya okumasın, karşımıza çıkacak olan yaptırımlara karşı insanları bilgilendirmeye çalışıyorum.

Ama tabi ki eninde sonunda karar yine sizlerde...

Örneğin son günlerde tartışılan başkanlık sistemi hakkında sizlere önceki gün bazı bilgiler ve açıklamalar sundum. Bugün de parlamenter sisteme değinmek istiyorum.

Ama önce şunu hatırlatmak isterim: Bugün içinde bulunduğumuz parlamenter sistem için Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları birçok savaş vermiş, devrimler yapmışlardır.

Ve yine Mustafa Kemal Atatürk’ün öngördüğü şekilde Türkiye’nin kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı bir yapısı vardır. “Yasama”, “Yürütme” ve “Yargı” erklerinden oluşan üçlü Kuvvetler Ayrılığı ilkesi temel alınmıştır.

Cumhuriyet rejimi ile yönetilen ülkede Cumhurbaşkanı, devletin başıdır.

Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Milleti’nin birliğini temsil eder; Anayasa’nın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.

AÇIKÇA SÖYLEDİ

Başbakan Erdoğan, “Bu ülke başkanlık sistemini de tartışmalı, Cumhurbaşkanı’nın yetkileri de tartışılmalı. Bundan kimse gocunmamalı” derken, Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini de azaltmak istediğini hiçbir zaman saklamış değildir.

Yani anlayacağınız, ortadaki sorun parlamenter sistemden değil, parlamenter sistemden rahatsız olan iktidar partisinden kaynaklanmaktadır.

Peki bu sorun nasıl çözümlenecek? İşte sanırım asıl mesele burada...!