HABERTÜRK

Pardon dilim sürçmüş..


10 Aralık 2010

Çarşamba günü yayınlanan köşe yazımda TBMM’de Türk kadınını temsil eden kadın vekillerimizden bazılarının isimlerini sıramış ve hangilerini tanıdığınızı sormuştum. Saydığım isimler şöyleydi; Fatoş Gorkan, Nevin Gaye Erbatur, Bihlun Tamaylıgil, Öznur Çalık, İlknur İnceöz, Durdu Özbolat, Fazilet Dağcı Çığlık, Fatma Kotan...

ÇOK ÇALIŞKANMIŞ
Çarşamba sabahı Ülkü Caner aradı; “Ayşem Hanım, Durdu Özbolat kadın değil erkekdir. Hem de Sayın Baykal’a rağmen ön seçimle seçilmiştir. Milletvekili maaşını öğrencilere burs olarak dağıtır. Türkiye’deki rüzgar enerjisi projelerinin büyük bir kısmında imzası vardır. 15 yılda bu uğurda 4 tane cip devirmiştir yollarda. Ayrıca Ankara Özel İlkem Koleji’nin de sahibidir. Son derece değerli, çalışkan Kahramanmaraş’tan seçilmiş bir vekilimizdir” şeklinde açıklamada bulundu.
- Pardon... Dilim sürtçmüş. Kadı kızında da olur böyle hatalar. Ama “Durdu” diye de erkek ismi olur mu canım?

RENKLERİN SAVAŞI
Renkler ben bildim bileli savaş halindedirler. Soğuk renkler - sıcak renkler... Örneğin, dünya genelinde yapılan bir araştırma araçlarda kullanılan en yaygın rengi ortaya koymuş.
Boya üreticisi DuPont tarafından yapılan araştırmaya göre araçlarda en çok kullanılan renk gümüş ve siyahmış. Dünya çapındaki araçların yüzde 26’sı gümüş renkteymiş. Bu rengin yakın takipçisi yüzde 24 ile siyah, yüzde 16 ile gri ve ardından da beyazmış.
Bu konuya neden takıldığıma gelince... Hayatımızın bir parçası olan renklerin bizleri nasıl etkilediğini biliyor musunuz?
DuPont’un açıklamasından yola çıkacak olursak her dört kişiden biri gümüş renkte, diğerleri de siyah renkte araba seçimi yapıyor. Siyah ve gri rengin tonları gücü, tutkuyu temsil ederken aynı zamanda matemi de temsil eder. Buradan da şu sonuç çıkıyor; insanoğlu hüzünlü ve matemli.
Ama, benim arabam beyaz!
Beyaz; temizliği ve saflığı temsil eder. İstikrarı, devamlılığı simgeler. Bu nedenle politikacılar beyazı pek severler. Böylece temiz, dürüst izlenimi verdiklerini düşünürler. (Arabam beyaz olsa da inanın bu yazının nedeni kadınlar ve politikadaki yerleri değil!)