HABERTÜRK

Padişah anmak da varmış...!


19 Kasım 2011

Hani derler ya bir yaşıma daha girdim...

Abdülmecit’in anılması da nereden çıktı?

Ülkede yeni bir sürprizle karşılaşmadığımız gün sanki yok gibi...

TBMM, tarihinde ilk kez bir padişah için anma töreni düzenliyor.

Kasım ayı benim ve birçoklarımız için önemlidir.

Çünkü 10 Kasım’da Atatürk’ün ölüm gününü anarız.

17 Kasım (1922) ise son Osmanlı Padişah Vahdettin’in İstanbul’dan kaçış tarihidir.

Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atılmasının başlangıç günü.

17 Kasım’da kutlama yapmanın nedeni bu olsa ‘tamam’ diyeceğim.

Ama Meclis Başkanı Çiçek, Sultan 1. Abdülmecid’i, 150. ölüm yıl dönümünde Dolmabahçe Sarayı’nda bir sempozyumla anmak için padişahın tuğrasını taşıyan davetiye hazırlatmış.

Padişah Abdülmecid’in ölüm tarihi ise 26 Haziran 1861...

Yani 5 ay önce.

Neden 26 Haziran değil de 17 Kasım?

Neden Vahdettin’in kaçışını kutlamıyoruz?

Peki neden Başbakan Erdoğan, Padişah Abdülmecid’den ‘Dedem Abdülmecid’ şeklinde bahsediyor?

I. Abdülmecid, 31. Osmanlı padişahı ve 110. İslam halifesidir. Tanzimat Fermanı onun döneminde ilan edilmişti. Tahta oturduğunda 17 yaşında olup son dört Osmanlı padişahının babasıydı.

Abdülmecid batılı değerlere yakın, batı müziğinden hoşlanan, batı sanatını takip eden, içki içen, kadınlara düşkün bir padişahmış. Ayrıca kravat takan ilk padişah olduğu bilinmekte. Göze batan bir şatafattan hoşlanırmış. Ortaköy Cami ve Dolmabahçe Sarayı onun emriyle Ermeni usta ve mimarlar tarafından tasarlanıp yapılmış. Her iki yapının da abartılı rokoko stillerine göre yapıldığı bilinmektedir.

Buraya kadar Tayyip Erdoğan ve Padişah Abdülmecid arasında kesişen bir nokta gözükmemekte.

Abdülmecid’in siyasi anlayışına gelince...

Abdülmecid; maliye, eğitim sistemi, askerliği yeniden biçimlendirme, üniversite gibi alanlarlarda yeni oluşumlar yapmaya çalışmıştır.

İlk kağıt para Abdülmecid zamanında çıkmıştır.

Ayrıca demokrasi anlayışı ve demokratik açılımlar onun döneminde benimsenmeye başlanmış ve farklı uluslara, inançlara sahip halk kesimlerine o güne kadar sahip olmadıkları haklar tanımış.

Böylelikle birçok kesimi Osmanlı şemsiyesi altında birleştirmeyi hedeflemiş.

Şimdi beyninizde bir ışık yandı mı...?