Sevgili okurlar Reyhanlı’da yapılan hain saldırı sonrası ülkede yer yerinden oynadı. Günlerdir konuşuyoruz...
Peki gidenler geri gelecek mi?
Yanan yürekler, sönen ocaklar unutulacak mı? Bütün bu yaşananlar, konuşulanlar bana Aziz Nesin’in bir hikayesini hatırlattı. Kıssadan hisse diyelim ve bugün sizlere Aziz Nesin’in acı ama gerçek, bizleri yansıtan hikayesini anlatayım;
Gecenin bir vakti kapı güm güm dövüldü.
-Kimdir o? diyerek pencereden seslendim.
Topal Seyit’in sesi geldi.
-Biz muhtar seçiminde Ömer Ağa’yı seçmeyeceğiz.
-İyi de dün zaten Kürklüoğlu’nun Nuri Efendi’yi seçeceğiz diye ağız birliği etmedik mi?
-Ömer Ağa’nın adamları gelir, caydırırlarsa diye yine de evleri geziyoruz.
Ölsek de seçmeyiz
Yediden yetmişe karar vermişler, kimse artık yıllardır başlarında olan Ömer Ağa’yı seçmeyecekmiş.
Bütün köy ağız birliği edip aleyhinde konuşurken, Ömer Ağa’dan çıt çıkmıyor.
Seçimin yapılmasına iki gün kala, bizim kapı gene vuruldu. Gene Topal Seyit geldi zannederken, baktım ki gelen Ömer Ağa’nın yeğeni.
-Ömer emicenin selami var.
Dedi ki: Hıdır emmine var, onun Gocur Mustava ile davası vardı. Yarın benimle kasabaya gelsin. Davasını görecek bir ehil dava vekil buldum. Söle para mara da istemez, dedi.
Partilimiz olur
Yarın sabah Ömer Ağa’nın evine giderim de beni orada görürlerse köylü ne der diye düşünürken, çocuk:
-Ömer emicem dedi ki yarın sabah kuşluk vakti beni mezarlığın orada ki kuyu kavağının dibinde beklesin.”
Gün ışımasıyla yola uğradım. Baktım, Kör Mürsel, Bekir Ağa, derken yirmi kişi olduk. Hepsi birbirinden davacı. Bizim köyde kavgasız, davasız, küs olmayan yok ki...
Hiçbirimiz konuşmuyoruz. Derken Ömer Ağa geldi. Ben bunca köylünün arasında bu namuzsuzun ardına düşüp nasıl gideyim derken, Ömer Ağa:
-Tekmil burada mı millet! Düşün arkama, dedi.
Kasabaya girerken deve kervanı çeken eşek gibi önden giden Ömer Ağa, kasıldı da kasıldı.
Avukatın yanına vardığımızda herkes tek tek içeri alındı. Kimseden beş para istenmeden davalar açıldı, işlemler yapıldı.
Ömer Ağa, bizi, herkesle partilimizdir, işini görün diye tanıştırdı.
Dönüp köye geldik. Ertesi gün “Ömer Ağa’yı seçmeyeceğiz” diyen herkes gidip oy verdi. Ve Ömer Ağa muhtar seçildi. Sandıktan Nuri Efendi’ye sadece bir oy çıktı. Garip, kendine oy verdi , diye düşünürken Ömer Ağa: “Nuri Efendi’ye oy veren benim. Cemaatten ayrılmak olmaz dedim. Bütün köy halkı ona oy verecek değil miydik?”
Meğer sözünü tutan bir tek yeniden muhtar yaptığımız Ömer Ağa çıkmış.