Pazartesi günü karnı burnundaki Tuğba’nın öğlene doğru evde suyu patladı ve alelacele hastaneye getirildi. Baba adayı Murat eli ayağına dolaşmış bir halde İstanbul’dan bizi aradığında Tuğba sancı içinde hastaneye ulaşmıştı.
Normal doğum yapması beklenen Tuğba’ya doktoru; “Henüz rahimdeki açılma yeterli değil. Doğum gece yarısını bulabilir” demiş.
Çeşme’de evin içinde bende telaş içinde bir aşağı bir yukarı yürürken yarım saatte bir hastaneyi arayıp baba adayı Murat’a, “Murat biliyorum Tuğba’nın ilk doğumu ama kızı zorlamasanız. Hem bebek içinde tehlikeli. Epidural uygulansa. Bu kız gece yarısına kadar sancı çekmese...” dedim durdum.
(Epidural, anestezi ya da sık bilinen adıyla “ağrısız doğum”, doğum eyleminde veya sezaryan operasyonunda ağrı hissini ortadan kaldırmak için kullanılan özel bir bölgesel anestezi şekli. Genel anesteziden farkı anne adayının işlem esnasında uyanık olması ve etrafında olup bitenleri tümüyle algılaması.)
Karısının bağırışlarına dayanamayan Murat, doktora bu yönteme başvurmalarının doğru olup olmayacağını sorduğunda, doktor ısrarla beklemelerini söylemiş.
Dün sabah okuduğum haber doktorun bu hareketinin nedenini bana yeniden hatırlatmış oldu.
Sağlık Bakanlığı, sezaryen oranını % 65’e düşüren özel hastaneye daha çok uzman kadrosu verecekmiş. Çocuk ve kadın doğum uzmanı kadrosu arttıkça gelir de artacakmış. Amaç %75’e varan sezaryeni düşürmekmiş.
İyi de neden hiç kimse sezaryenin bu kadar arttığını tartışmıyor?
Neden hiç kimse tam 11 saat avaz avaz bağıran, acı çeken Tuğba ve Tuğba gibi kadınlara fikirlerini sormuyor ?
Tam 11 saat sonra, gece yarısı 23;58’de Tuğba’nın sancılara dayanamayacağına kanaat getiren doktor epidural vererek Tuğba’nın acılarına son verdi . Ve bebeğimiz dünyaya geldi.
DOKTORLAR DA EMİR KULU
Yeni yönetmeliği göre burada doktor da emir kulu. Çünkü sağlık personeli, doğum eylemi başlayınca, annenin değerlerini partograf denilen tabloya işliyor. Değerler “müdahale çizgisi” denilen belli bir seviyeye gelirse ancak o zaman sezaryen doğum seçenekler arasına giriyor.
Sağlık Bakanlığı, hızla artan sezaryenli doğumları azaltmak için bunun gibi daha bir çok önlemler almış. Normal doğum yaptıran hekimler, döner sermayeden daha fazla para alacak.
SGK da, normal doğum için hastanelere daha fazla ödeme yapacak.
Sezaryenli doğumlarda katkı payı yasaklanacak.
Yani bütün düzenlemeler kadının çekeceği “acı “ ile orantılı.
Anlaşılacağı üzere; Kadının adı yine yok. Kadınlara soran ise hiç yok!