HABERTÜRK

New York'tan Türkiye'ye bakış


09 Şubat 2014

Son 10 gündür sessiz sedasız nereye kaybolduğumu merak ettiniz değil mi?

Çok uzağa değil sadece New York’a kadar gidip geldim.

Devasa gökdelenleri, kozmopolit yapısı, Özgürlük Heykeli, taksileri, köprüleri ve barındırdığı diğer özellikleri ile sayısız filme konu olan ve bütün dünyanın ilgisini çeken bu muhteşem şehrin bir hafta içinde altını üstüne getirdim.

Sizlere New York’u en kolay şöyle özetleyebilirim;

New York aynen Sex and the City dizisinde anlatıldığı gibi bir şehir. Ne bir eksik ne bir fazla....

“Kültürlerin kavşağı” olarak bilinen bu mega şehir dünyanın kültürleri kendi bünyesinde toplayarak onları öğütmüş ve bambaşka kültürel bir yapı ortaya çıkarmış.

İhtişamla-fakirliğin, gelenekle-modernitenin iç içe olduğu bu şehirde insan teninin bütün tonlarını görebildiğiniz gibi dünya dillerinin büyük bir kısmına da neredeyse her yerde rastlayabiliyorsunuz.

Bunun en güzel örneğini Brodway’de bir akşam gittiğimiz “The Phantom of the Opera” müzikalinde yaşadım. Yıllardır aynı yerde sahnelenen müzikalin hınca hınç dolu olan salonunda farklı lisanları konuşan onlarca insan sağımda, solumda, önümde, arkamda otururlarken onları uzun uzadıya inceledim. Ve kendi kendime; “Aynı dünyanın insanları olsak da birbirimizden ne kadar da farklıyız“ diye düşündüm.

Fakat sonradan da bizleri bir araya getiren (artık bir klasik halini almış olan) “The Phantom of the Opera” müzikalinin yarattığı ortak lisanı fark ederek bir noktada yanıldığımı anladım; Alkışlar ve sanat...

ULAŞIMSORUNU NEDİR BİLMİYORLAR

New York, dünyanın en eski ve en gelişmiş metro sistemlerinden birine sahip. Onlarca hat, yüzlerce durak ve kilometrelerce ray... Görülmesi gereken her yere metro hatlarıyla ulaşılabiliyorsunuz. Oldukça sık bir şekilde yerleştirilmiş metro durakları yürüme mesafesinde olduğundan bir yerden bir yere gitmekte hiç zorluk çekmiyorsunuz.

Otobüs hatları ise en az metro hatları kadar şehir geneline yayılmış ve gelişmiş durumda.

Caddelerine gelince... O kadar genişler ki... Ve neredeyse hepsi tek yönlü çalışmaktalar.

Bu nedenle trafik sıkışması,saatlerce arabada trafikte oturup beklemek gibi bir sorunları yok. (İstanbul trafiğine çözüm bulacağız diyenlere duyurulur.)

Anlayacağınız New Yorklular’ın biz Türkler gibi ‘ulaşım ya da trafik‘ gibi bir dertten haberleri dahi yok.

Eğer New York’da benim gibi bir turist iseniz ihtiyacınız olan tek şey var; O da sadece bir harita.