HABERTÜRK

Nerede kalmıştık?


01 Eylül 2010

Dün sizlere, Türkiye’de karşılaştığı insan mozaikleri karşısında, derin bir şok yaşayan, “Arabesk yavşaklığından utanıyorum” diyen Fazıl Say’ın ne kadar haklı olduğunu anlatıyordum.

Ve yazımın son cümlesi şöyle bitmişti:

“O kadar haklı ki...”

Tabi bu da benim düşüncem.

Dünkü köşe yazıma gelen e-maillere bakacak olursak bana hak verenler olduğu kadar olmayan okuyucularımız da mevcut. Fakat onlar tabi ki olaya bambaşka çerçeveden bakmışlar.

Yani yine at gözlüklerini çıkarmadan...

İşte isminin yayınlanmasını istemeyen bir okuyucunun tepkisi:

+

Sayın Yazar Hanım,

Birileri çobandı, Basbakan oldu. Tortelini, kivi, suşi nedir bilmezlerdi, Cumbaba oldular. Resepsiyonlarda ikram ettiler. Ne klasik müzikten ne Türk Sanat Müziği’nden ne de arabeskten anlarlardı. Bilge adam oldular...

Biraz da Orhan Pamuk yazsanız... O da klasik müzikten anlar, arabesk de dinlemez. Nobel ödüllüdür ama üstad Fazıl Say gibi düşünebilme kapasitesine ulaşamadığı için ‘tu kaka’dır.

Demokrasinin, tüm tarafların görüşlerini bilip saygı göstermek olduğunu varsayarsak belki sütunlarınızda bir gün Orhan Pamuk, Elif Şafak, Neşe Düzel‘i görebiliriz.

+

Cevap: Sevgili okurumuz, öncelikle şunu dip not düşmek isterim ki yeri geldiğinde Elif Şafak ve Orhan Pamuk hakkında da yazılar yazdım. Hatta Orhan Pamuk’u bir taraftan takdir ederken diğer taraftan da eleştirdim. Fazıl Say’ı takdir etme nedenlerimi ne yazık ki siz yine siyasi olarak yorumlamışsınız. Lütfen biraz oturduğunuz yerden kalkın da çevrenize bakın. Türkiye’nin gerçek insan yapısını anlamanız için kanal kanal gezmeniz yeterli. Avrupa’da bile kolbastı dansı yaparken adamı karısını dövüyor zannedip tutukladılar. Bir ara Başbakanımız bile televizyon programlarını eleştirdi. Arabesk konusu ise ayrı bir konu. Bence de tam bir cehalet örneği... Ne dedikleri anlaşılıyor ne de müzikleri müzik... Hele televizyonlardaki şov programları... Yörelere göre olanları özellikle izlemenizi tavsiye ederim. İşte bizim insanımız bunlar.

Polis güvenlik görevlisini dövüyor, güvenlik görevlisini vatandaş polisten koruyor. Bir diğeri de telefonunun kamerası ile o anı görüntülüyor. Eline telefonu geçiren polis kayıtları silmeye çalışıyor. Bunun gibi trajikomik örnekleri sizlere sıralamam mümkün...

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az...