HABERTÜRK

Nazmiye Hanım’ın ardından


30 Mayıs 2013

Siyasetçi eşi olmak zordur.

Hele hele lider ruhu taşıyan ve hep lider olan bir kişinin eşi olmak.

O insanı taşımak, yıpranmamak, yıpratmamak.

Geri planda kalmaya, yalnız geçen günlere akşamlara alışmak...

Zeki, esprili, inançlı, gelenekçi ama modern yaşama uyum sağlamış bir Anadolu kadını olarak Süleyman Demirel gibi lider ruhuna sahip bir erkeği taşımak zorunda kalmak.

Nazmiye hanım ,1954’te mühendis eşi Süleyman Demirel’le ABD’ye gitti. Fransa, İsviçre, İtalya’da dolaştı. Otomobil kullanmayı çok seviyor, ehliyeti olmayan eşini gezdiriyordu.

Çok sevdiği sinema ve tiyatroya eşi başbakan olduktan sonra gidemez oldu.

Süleyman beyin peşinden mecburen gittiği seyahatlerden ise hiç hoşlanmazdı. Ama giderdi. Yüzünü hiç asmazdı.

O kadar evcimen bir insandı ki eşi Cumhurbaşkanı seçildiğinde Köşk’e gitmek istememiş, ‘Çankaya’ya taşınmamız şart mı, işleri buradan idare edemez misin” demişti.

Doğal bir insandı.Bir süre önce Emel Korutürk’ün Nazmiye Hanım’la ilgili bir anısını okuduğumda teşhislerimde yanılmadığımı bir kez daha anlamıştım. Emel Korutürk onu şöyle anlatmıştı, “‘Nazmiye Hanım’ı çok zeki ve esprili bulurum. Bulgaristan Devlet Başkanı Jivkov gelmişti. Kızı refakat ediyordu. Uzun boylu, soğuk, mesafeli bir kızdı. Yabancı dil de bilmiyor. Yemek bitti. Bir ara baktım Nazmiye Hanım, Jivkov’un kızı ile gülüşüp duruyor. Nasıl olur? Yanlarına gidip nece anlaştınız?’ diye sordum. ‘Gözceee’ dedi...”

DEMİREL’İN ÜZÜNTÜSÜ

Sayın Demirel ile yüz yüze görüşemezsek de sık sık telefonla konuşmaya gayret ederim. Halini hatırını sorar, havadan sudan konuşur en azından sesini duyar, sıhhatte olmasına şükreder telefonu kapatırım. Her konuşmamızın sonunda Nazmiye Hanım’ın sıhhatini sorar, telefonu kapattıktan sonra da kendi kendime keşke sormasaydım derdim.

Sayın Demirel yarı duyulur ses tonuyla, “Her gün ziyaretine gidiyorum. Çok kötü Ayşem, çok kötü, hiç iyi değil “ derken üzüntüsüne şahit olurdum.

Şimdi de Sayın Demirel Nazmiye Hanım’ı, hayat arkadaşını tamamen kaybetti.

İnşallah bu üzüntü onu da hızla kaybetmemize sebebiyet vermez.