HABERTÜRK

Müziği duymayanların dansı


30 Aralık 2009


Pazar günü Milliyet Gazetesi'ni elime aldığımda manşetten anonsu verilmiş Cem Boyner röportajına, başta gözüm şöyle birtakılıverdi. Birkaç satır okur geçerim düşüncesi ile okumaya başladığım röportajı, bir baktım ki sonuna kadar okumuşum. Çünkü Boyner'in açıklamaları bana son derece ilginç geldi.
Okuduğum satırlarda kimi zaman "Ne kadar doğru düşünüyor. Keşke 1994'te kurduğu YDH hareketini bu kadar çabuk sonlandırmasaydı. O günün şartlarında, Boyner'in gerek cesurca yaptığı çıkışlar, gerek hazırlamış olduğu seçim bildirgesi, gerekse parti programı bugün hala geçerliliğini korumakta" diye düşünürken, kimi zaman da ne yalan söyleyeyim çelişkiye düştüm.

AÇILIMINI YAPMIŞ

"Friedrich Nitsche, 'Müziği duymayanlar, dans edenlerin deli olduğunu düşünüyor' demiş. Türklerin kendilerini ezilmiş Kürtlerin, Kürtlerin de kendilerini sorunun özünden habersiz Türklerin yerine koymaları gerek" diyen Boyner, bu güzel örnek ile kendi Kürt ve Türk açılım politikasını özetlemiş. Tabi bu noktadan sonra açılıma destek veren açıklamaları da devam ediyor.
Düşüncelerini okudukça, beynimin küçük bir tarafı Boy-ner'e destek verirken, kalan bölümü ise Kürtleri yıllarca yok saydığımız, ezdiğimiz, varlıklarını yeni kabullendiğimiz açıklamalarını da şiddetle reddetti.
Boyner, "Niye durup dururken, kendileri kadar, hatta daha çok sayıda diğer Kürtlerin neden PKK tarafından öldürüldüğünü anlamadı Türkler. Yeni yeni varlığınızın ve isminizin farkına vardı.
Sizi saklayan yalan rejim, eninde sonunda zayıfladı. Yasaklar, duvarlar birer birer ortadan kalkıyor artık. Türk kardeşlerinizin şokunu anlamanız gerekli" derken, bu satırları okuyan ben de şok üstüne şok yaşıyorum.

YOK MUYDU?

Nasıl yani? Kürtler, Türkler diye bugüne kadar bir ayrım mı vardı? Boyner'in sözlerinden yola çıkarsak, meclisteki Kürtler ezik mi oluyor? Meclise girme hakkını onlara devletimiz vermedi mi? Bizim Kürt bir Başbakanımız ve de Cumhurbaşkanımız olmadı mı? Boyner'in gözünden ezilmişlik buysa, acaba ezilmemişlik nasıl? Kürtlerle, PKK'yı ayrı tutmak gerektiğini söyleyen Boyner, "Hemen demokratik açılım!
Düşünün, Kürtlerin kendileri için istedikleri hak ve özgürlükler kazanılmış, af ilan edilmiş ve savaşın nedeni, aşırılığın nedeni, yalnızca Öcalan'ın rahatı, PKK'nın yönetim kadrosunun dar siyasetine sıkışmış. PKK'nın dağ kadroları af çıkarsa dağılır" şeklinde düşüncelerini açmaya devam ederken, ben de okudukça iyice çelişkilere boğuldum. Tekrar soruyorum, (Kürtçe TV'yi saymaz isek) Kürtlerin kendileri için istedikleri hak ve özgürlükler, bugüne kadar yok muydu?