Alaçatı'nın ünü alıp başını giderken bizler de bu durumdan oldukça hoşnut bir yaz geçirmekteyiz.
Şunu belirtmek isterim, "Alaçatı" hakkında bilgi edinmenin en zor olduğu yerleşim yerlerinden biridir. Çünkü Cumhuriyet'le yeni bir döneme başlayan Alaçatı Belediyesi'nde 1980 yılında çıkan yangın yüzünden geride hiç bir belge kalmamış.
Alaçatı'nın nostaljik havasını, mahalle yaşamını, sıcaklığını, huzurunu, içtenliğini doyasıya yaşatan Dutlu Kahve ise Alaçatı'nın en eski yerleşim yeri olan Hacı Memiş Sokağı'nda yer alıyor. Mekan, yaşlı bir dut ağacının gölgesinde bulunduğundan bu adı almış. İnsanlar bu ağacın gölgesindeki şirin mekanda hoş sohbetler edip çaylarını, kahvelerini yudumlamışlar. Dutlu Kahve, yıllardır kahvehane olarak işletildiğinden mahalle sakinlerinin uğrak yeri ve adeta bir nostalji mekanı olmuş.
Ta...ki , mutasyon geçirip sosyetenin, İstanbullular'ın, Çeşme'ye gelen tatilcilerin mekanı olana kadar.
Dün akşam bir gurup bayan arkadaşımla beraber Alaçatı'nın nostaljik havasını solumak amacı ile methini duyduğumuz Dutlu Kahve'de ki masamıza oturduk. Hacı Memiş bölgesinde yer alan bir çok restoran gibi burası da tıklım tıklım doluydu.
Fakat bugün bu yazıyı sizlere yazmamın nedeni restoranlar değil. O güzelim dut ağacının altında otururken çevreme şöyle bir bakındım..
Birbirinden şık beyler, birbirlerinden şık bayanlar sokaklara atılmış olan masalarda oturmuş keyifle şaraplarını yudumlarken arkama baktığımda nasıl bir manzara ile karşılaştım dersiniz?
Dutlu Kahve'nin düne kadar altında otururken görmeye alıştığımız Alaçatı'nın yerli halkı tam karşıda ki evin saçak altını kendilerine seyir yeri yapmışlar. Film seyreder gibi sıra sıra dizilip ellerinde şarap bardaklarıyla oturan bu yabancıları seyre dalmışlar. Bir ellerinde çiğdem ya da pop corn paketleri eksik.
İşte o an bu manzarayı resimlemeyi o kadar çok istedim ki...
Aslında bu durumdan rahatsız olmamam gerektiğini fark ettim. Çünkü sonuçta düne kadar onlara ait olan bu ağacı, bu kahvehaneyi bugün bizler işgal etmiştik. Onlara rahatsızlık verenler aslında bizlerdik.
Hani derler ya... Müslüman mahallesinde salyangoz satılmazmış...
İşte o misal.
Biz gelmişiz orada salyangoz satmaya kalkmışız.
