Okumayanlar için önemle tavsiye edeceğim bir kitap var. MİT Asya Bölgesi Başmüşaviri Kaşif Kozinoğlu’nun ölümünden kısa bir sure önce el yazısı ile yazmış olduğu ve Aydınlık‘a gönderdiği anıları.
El yazılarının tıpkı baskısı haline getirilmiş olan kitabın adı, Kaşif Kozinoğlu’nun Mezara Götürmediği Sırlar.
Türkiye’de gelişen her üzücü olayın ardından kitabı bir kez daha elime alıp sayfa sayfa tekrar dikkatle okuma ihtiyacı duymaktayım.
Gezi olaylarının ve Taksim direnişinin ardından Kozinoğlu’nun kitabını yeniden elime aldım. Bu kitap için tam bir yol haritası niteliğinde dersem, inanın ben ve benim gibi düşünenleri kesinlikle yanıltmış olmam.,
12 Ekim 2011 tarihinde kaleme aldığı anılarında bakın rahmetli Kozinoğlu neler yazmış.
“ Bizim ve ülkemizin bir kaderi var, ucu ve sonu bellidir. Eğer ömrümüzün sonuna kadar başka bir tercih yapmaz isek, bu durum geçerli olacaktır.Beyni bilgi ile beslemek gerekir.
Çok doğru bir tespit.Şimdi beyni bilgi ile besleyelim.
Beyin,sizin karşı koymadığınız bir şeyi doğru olarak kabul eder.
Su akacağı ilk meyilli alana doğru yönelir.Yokuş yukarı çıkmaya çalışmaz . Beyin de böyledir,nasıl alıştırırsanız öyle tepki verir.
Zor olan yokuş yukarı suyu akıtmaktır.Şimdi gelinen bu ortam sonrası Türkiye’yi kurtarabilmek bağlamında “suyu adeta yokuş yukarı akıtmalıyız.”
Gerçekten Türkiye’nin kurtarılması gerekiyor mu? Kesinlikle evet. Çünkü şu anda yapılan her şey, "Bir büyük kandırmacadır."
Türkiye ile ilgilenen dünya bunu çok çok iyi bilmektedir. Ancak, bunu bile dünya,Türkiye’den bir yerde intikam almak için sesini çıkartmamaktadır.
Kaşif Kozinoğlu’nun yukarıda not aldığı cümleler aşağı yukarı 20 ay önce yazılmış. Tabi ki yazılanlar burada noktalanmıyor. Yaşadığımız veya yaşayacağımız muhtemel bir çok olaydan da bahsediyor.
Gezi Parkı olayları süresince dış basının şaşırtıcı derece de aleyhte verdiği tepkiler Kozinoğlu’nun yukarıdaki satırlarını bana kalırsa son derece haklı çıkarıyor.Örneğin daha dünkü New York Times gazetesinde, "Türkiye karışıklık içinde" başlığıyla yayımlanan editoryal yazıda, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Gezi Parkı sürecinde "neredeyse yaptığı her açıklama ve talimatla durumu daha da kötüleştirdiği, otoriter eğilimleriyle ülkede ve dışarda endişeyi yükselttiği" yazıldı.
Makalede, "Erdoğan'ın ülkeye bırakacağı mirasın ne olacağı konusunda düşünmesi gerektiği" de vurgulandı.