HABERTÜRK

Mevsimsel açılım


15 Mayıs 2010


Havalar ısınıp, bahar içimizi kıpır kıpır yaparken, kemiklerimiz güneşin sıcağıyla ısınmaya başladı değil mi?
Bizler mutlu mutlu güneşe karşı gerinirken, dağ karakollarından şehitlerimizin de cenazeleri gelmeye başladı.
Onların bedenleri de toprakla buluştuğunda sıcağı hissedecek ama bedenleri hep cansız kalacak.
Analarının, ailelerinin yüreği ise her zaman, yaz demeden kış demeden cayır cayır yanıyor olacak.

GÜNDEM HEP AYNI

Sabah haberlerini izlerken içeriklerine dikkat ettim. Maşallah Türkiye gündemi hiçbir zaman boş kalmadığından uzun uzun aynı haberler evri-lip çevrilip defalarca verilmekte.
Anayasa oylamasının günlerce basınımızı meşgul etmesinin hemen ardından Baykal'a suikast, Baykal'a kaset komplosu haberleri kamuoyunun kucağına bomba gibi düştü.
Ardından Deniz Baykal'ın istifası ve, "Dönmek üzere mi yoksa dönmemek üzere mi gitti?" tartışmaları, referandumu da, ekonomik krizi de hatta şehit cenazelerimizi bile neredeyse unutturdu.
Aklıma "Nefes" filmi geldi. Hatırlarsanız "Nefes" vizyona girdiğinde film hakkında yazmış olduğum yazının başlığı "45 Saniye" idi.
"Sadece kırk beş saniye için kahraman olacaksınız. Süslü bir kadın televizyon ekranına çıkacak ve hüzünlü bir sesle şehit olduğunuzu duyuracak. O kadar. Ölünce kahraman olacağını mı sanıyorsun? Annen üzülecek, baban üzülecek o kadar. Arkadan kardeşini vatan sağ olsun deyip tekrar askere gönderecekler."
Filmde yüzbaşının askerlerine nöbette uyumamaları için yaptığı bu konuşma hem filmi izleyenlere, hem bana, hem de orada bulunan askerlerin yüzüne bir tokat gibi çarpmıştı.

GERÇEK BİR ÖYKÜYDÜ

Film, 2365 metre yükseklikteki Karabal Jandarma Karakolu'nu korumakla görevlendirilen bir yüzbaşı komutasındaki kırk askerin hikayesini ve karakola yapılan baskını anlatıyordu.
Yani 93 yılında Karabal Karakolu'nun yaşanmış gerçek hikayesiydi.
Tıpkı son günlerde toprağa verdiğimiz şehitlerimizin hikayesi gibi.
Yani anlayacağınız bütün bir kış gündemimizi meşgul eden "açılım" tartışmaları, Habur Kapısı'nda davullu zurnalı karşılanan PKK'lılar, sadece mevsimlik bir hikayeden ibaretmiş...