HABERTÜRK

Maratoncu ile aynı evde....


18 Ekim 2011

Geçtiğimiz hafta sonunu 33. Kıtalararası Avrasya Maratonu’na katılacak 49 yaşında Alman bir kadın ile geçirdim. Reck ve İra, eşimin Stuttgart’ta yaşayan arkadaşları. Bu hafta sonu İra’nın maraton koşusu için cuma gününden bize kalmaya geldiler.

Sanırım en fazla 34 beden olan İra, pazar günü maraton öncesi ve sonrasında inanmayacaksınız ama hayatımda hiç yemediğim kadar çok yemek yedi.

Çikolatadan tutun bütün kebap çeşitlerine kadar her şey İra’nın midesine inerken ben de dehşet içinde olanları izlemekteydim. Pazar sabahı altıda koşu parkuruna gidecek olan İra cumartesi akşam üstü domates çorbası içtikten sonra saat 20.00’de etli noodle eşliğinde iki bardak Cola Zero yudumladı.

Kendi kendime tamam çatlayacak derken ikram ettiğim bir porsiyon kazandibini de hüp edip mideye indirdikten sonra “Ben artık yatayım” diyerek odasına çekildi.

Pazar sabahı saat 6’da İra ve eşi Reck’i koşu parkuruna uğurladıktan sonra kendim sıcacık yatağıma geri döndüm.

İstanbul’un soğuk, rüzgarlı ve yağışlı hava şartlarında Boğaz köprüsünde başlayacak olan 33. Kıtalararası Avrasya Maratonu benim için onların kapıdan çıkması ile son bulmuş oldu.

Sabah saat 9’da başlayan Avrasya Maratonu 4 saat süreceğinden misafirlerin öğlene kadar geri gelmesi mümkün olmadığından yatakta bir sağa bir sola dönerek pazar keyfime devam ettim.

Öğlen 13.00 sularında Reck aradığında ise ilk sorum “İra yaşıyor mu?” oldu.

Birinciliği Kenyalı atlet Vincent Kiplagat alırken İra 5 saatte parkuru tamamlamayı başarmıştı.

Ve hala yaşıyordu...

Maraton sonrası misafirlerimizi Galatasaray hamamına gönderdik. Böylece İra, koşudan sonra ağrıyan bacaklarını ve vücudunu dinlenirken güzel de bir uyku çekmiş.

Akşam üstü olup eve geldiklerinde dikkatle İra’nın yüz ifadesine baktım. Nasıl olup da bu kadar sağlıklı pırıl pırıl bir ciltle bana bakabildiğini hala çözebilmiş değilim.

Merakla bir şeyler yemek isteyip istemediğini sordum. “Evet, çok açım” cevabından sonra mutfaktaki yiyeceklerin ona yetmeyeceğini anladığımızdan eşimle misafirlerimizi kebapçıya götürme kararı aldık.

Bir kadın nasıl olur da dükkan kadar kebap yer ve 34 beden olur?

Haydi hanımlar diyetisyen kapılarını aşındırmaktan vazgeçin.

Doğru maratona...!