Sevgili okuyucular internette gezen mailleri kullanmayı hiç sevmem. Hatta bir çoğunu okumadan silerim. Fakat İzmir CHP Milletvekili Selçuk Ayhan, teknolojiyi kullanan vekillerimizden olduğundan sık sık önemli gördüğü makaleleri ve de anlamlı fıkraları e-mail yoluyla gönderir. Son olarak göndermiş olduğu, bu fıkra niteliğindeki e-maile Ayhan bir de not düşmüş: "Lütfen okumadan silme."
Söz dinledim ve okudum. O kadar anlam yüklü ki, sizlerle paylaşmak istedim:
Yaşlı bir Anadolu köylüsü tek başına yaşadığı ve eskisi gibi tarlada çalışamadığı için dertliy-miş. Susuz geçen yılın ardından, toprak taş gibi olduğundan, alnının teri ile okuttuğu üniversite rektörü olan tek oğlu da Ergenekon 41 'inci dalgadan dolayı tutuklanıp, cezaevine götürüldüğünden dolayı da çok mutsuzmuş. Sonunda dayanamamış ve 45 gündür suçunun ne olduğu bilinmemesine, açıklanmamasına rağmen cezaevinde yatan oğluna bir mektup yazmış.
KAZACAK GÜCÜM YOK
Sevgili oğlum Mustafa,
Çok üzgünüm. Seni alıp götürdüklerinden beri seni çok arıyorum. Üniversitede olduğun zamanlar ki, sesini bile özlüyorum. Bu yıl felaket geçecek. Toprak o kadar sert ki, kazamıyorum ve bu yıl hiç bir ekin ekmem mümkün görünmüyor. Artık yaşlandım. Biliyorum ki elinde olsa yanıma gelip tarlamı kazmama yardımcı olurdun. Tıpkı eski günlerdeki gibi. Sakın dert etme, yaşlı bir adam sadece boş boş şeyler yazıyor... Sen kendine iyi bak, cesur ol, ve isminin nereden geldiğini de asla unutma.
Sevgilerinle, baban..
Birkaç gün sonra oğlundan bir mektup gelmiş:
Sevgili babacığım,
Sakın tarlayı kazma. Bütün cesetleri oraya gömdük.
Sevgiler Mustafa.
ŞİMDİ EKEBİLİRSİN
Ertesi gün sabaha karşı saat 4.00'de yaşlı çiftçiyi polis yatağından kaldırmış ve apar topar tarlaya götürmüş. Bütün tarlayı kazmışlar. Hiçbir şey bulamayınca, bir kazdıklarını bir daha kazmışlar. Sonunda bakmışlar en ufak bir şey yok, yaşlı çiftçiden özür dilemişler ve geldikleri gibi gitmişler. Aynı gün yaşlı adam cezaevinde yatan oğlundan bir mektup daha almış.
Sevgili babacığım,
Şimdi tüm ekinlerini ekebilirsin. Yanında olup her zaman olduğu gibi beraber tarlayı kazmayı çok isterdim. Ama bu ortamda elimden ancak bu kadarı geldi. Kusuruma bakma.
Sevgilerimle, oğlun Mustafa..
Ne suçla yattığı hala belli olmadan yargılanmayı bekleyen, değerli tüm rektörlerimiz, basın mensupları, akademisyenler ve diğer vatandaşlarımızın aileleri adına bana bu e-maili gönderdiği için, sayın Selçuk Ayhan'a teşekkür ederim.
