Oğlumun Londra’da okumakta olması sebebiyle birkaç senedir sık sık Londra’ya gider oldum. Geçtiğimiz hafta her zaman kaldığımız otelde neredeyse kendimi İstanbul’da zannetmeye başlamıştım ki otelin önünde beklemekte olan klasik İngiliz taksilerini görünce kendime geldim.
İnanın Londra’nın İstanbul’dan hiç farkı yok. Neredeyse her adım başı bir Simit Sarayı ya da Türk lokantası ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Sokaklar Araplar ve Türkler ile dolu. Oğlumun Londra’da kalmamak için direnme nedenini uzun süreler ile Londra’da yaşadıkça daha iyi anlamaya başladım.
Kesinlikle ırkçılıkla uzak yakın alakası olmayan oğlum;
“Anne beni İngilizler ile okuyorum zannediyorsun. Ama yanılıyorsun. Ne kaldığım yurtta ne de okuduğum üniversitede İngiliz görmek oldukça zor. Resmen azınlık durumundalar. Araplar, Hintliler, Uzak Doğulu ve Pakistanlılar ile birlikte okuyorum. Dikkatli bakarsan sokakta sarışın insan görmen son derece zor. Çünkü İngilizler sanki Londra’da değiller. Burada kalıp da ne yapacağım?” şeklinde bitmek bilmeyen serzenişleri ile her Londra seyahatimde beni yiyip bitirirken, ben de olayı her seyahatimde daha detaylı gözlemlemeye başladım.
Oteller, restoranlar, mağazalar gerçekten de Araplar ile dolup taşmakta. Hani bizler İstanbul’da “her yeri sardılar” şeklinde Araplardan şikayet ediyoruz ya... Londra daha da berbat durumda. Londra olmuş tam bir Arabistan.
Emlak fiyatlarındaki düşüş ve ekonomik kriz Arapların Londra’ya ilgisini artırmış. Birleşik Arap Emirlikleri’nde yayınlanan The Nation gazetesinin haberine göre her zaman Araplar için en gözde kent olan Londra’da ev ve emlak alanların sayısında büyük bir patlama yaşanmaktaymış.
İngiliz Knight Frank adlı acentenin araştırmasına göre Londra’da emlak alan yabancıların sayısında yüzde 35 artış yaşanırken, bu rakam Araplar arasında yüzde 52’yi bulmaktaymış.
Ortadoğulular için en gözde semtler Londra’nın zengin bölgeleri Knightsbridge, Mayfair ve Belgravia. Artan hızlı talep üzerine İngiliz emlak acenteleri Körfez ülkelerinde ofisler açmaya başlamışlar. Arapların mortgage yerine peşin para sistemiyle çalıştıklarına işaret eden emlak danışmanları, ayrıca yatırımlarının uzun süreli olmasının cazip olduğunu vurgulamaktalar.
Zengin Körfez ülkeleri, Çin ve Rusya’dan sonra ellerinde en fazla nakit para bulunduran ülkeler. Eh bu durumda hiç şikayet edip durmayalım. Dünya ekonomisini resmen onlar ayakta tutuyorlar. (Hal bu iken İngiltere’nin Avrupa Birliğinden çıkmak istemesini, bizim de Avrupa Birliğine burun kıvırmamızı anlamak daha kolay)