İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun bana kalırsa kendisine en zarar veren yönü, her zaman için az konuşması oldu.
Kocaoğlu anlayacağınız, alıştığımız siyasetçilerden tamamen uzak bir kişilik. Eminim ki bu durum, kendisine özel hayatında birçok avantaj sağlamıştır. Fakat söz konusu siyaset ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı olunca işler değişti. Başkan konuşup anlatmayınca gerek halk gerek çevresi gerekse basın, yapılanları ya da konuşanların söylediklerini farklı farklı yorumladı.
Sonuç ise ortada...
İzmir adına değişik emelleri olanların önleri açıldı. İzmir, bugüne kadar görmediği zulmü gördü.
3 Nisan’da ‘Büyükşehir duruşması’ görülmeye başlanacak.
Haksızlığa uğrayıp baskı ve baskınlarla karşılaşınca Başkan Aziz Kocaoğlu suskunluğunu bozup 8 yılda yapılanları tek tek anlatmaya başladı.
Bir de İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik çete ve yolsuzluk operasyonuna ilişkin iddianame kabul edilip 1 numaralı sanık olarak hakkında 33 ayrı suçtan toplam 397 yıl hapis istenmesi, her şeyin tuzu biberi oldu.
Ve Başkan Aziz Kocaoğlu, haklı olarak bugün İzmir halkının kendilerine sahip çıkmasını istiyor.
Kendisine, “Beceriksiz, iş yapamıyor” diyenlere ise belgelerle yaptıklarını anlatıyor.
Örneğin bugüne kadar Büyükşehir’den devlete 1.5 milyar para çıkmış. Aliağa-Menderes arası 650 milyon liralık yatırımlar sürmekteymiş. Metroya bugüne kadar toplam 600 milyon para harcanmış. Proje yapılabilmesi için 700 milyon civarında kamulaştırma yapılmış. Cenazelerimiz için mezarlıklar kamulaştırılmış. Fuar alanı için yer bulunamadığından fuar için de kamulaştırma yapılacakmış.
Başkan Kocaoğlu, Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik düzenlenen operasyonlar sonrası Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan iddianamede konu olan süt ve mandalina alımına ilişkin de açıklamalarda bulunmuş.
İyi niyetle yapılmış olan bu davranışın açıklamalarını okumak beni bile üzdü.
Sevgili Başkan, “sükut altındır”; size sonuna kadar katılıyorum. Açıklamak, anlatmak zorunda olduğunuz her konu size ağır gelse de lütfen anlatmaya devam edin.
Son nefesinize kadar belgeleri ile anlatın.
397 yılı sorun...
Sükut zamanı geldiğinde hak yerini bulmuş olacaktır...